
İnsan böyle kapalı bir kutu olduğu halde nasıl oluyor da hakkımızda hüküm veriyorlar? Hakkımızda konuşmaktan vazgeçmiyorlar. Arkamdan konuşuyolarmış, diyemiyorsun ki bizi rahat bırakın. Çünkü insan sosyal bir yaratık. Seni de kendilerine benzetmek için ellerinden geleni yaparlar, okullarında, işyerlerinde, evlerinde. Belki ben bu toplumun bir üyesi olmak istemiyorum. Sormazlar ki? Nevi şahsına münhasır bir birey olarak kalsam ne olur sanki. Görmezlikten gelseniz tuhaflıklarımı.
Senin hayallerindeki kadın olmaya çalışıyorum büyük bir hevesle. Ama olmuyor olduramıyorum hayalinde küçücük bir oda açsan olurdu belki de... Çok sevdiği oyuncağı elinden alınmış bir çocuk gibi hevesim kırılıyor. Artık sen istesen bile çok istesen bile olmaz. Anlıyor musun? Buna rağmen hayat devam ediyor. Sen hayata karışmazsan onca okuduğun kitapların kıymeti kalır mı? Sonra hayatı kitaplardan öğrenemiyorsun. Sadece farklı bir bakış açısı geliştirmeni sağlıyor olaylar karşısında okudukların. Yaşamadan öğrenilmiyor bazı şeyler var ki... Yeni zaaflar ediniyorsun. Yeni insanlar tanıyorsun, tanıdığını sanıyorsun. Gidenler, kalanlar...
Ne güzel kadınlar var ne güzel adamlar..bir çocuk gibi güzelliğinin farkında olmayanları severim daha çok. Çünkü saf ve yalın gelir o güzellik bana. Güzelliğinin farkında olan insandan uzak durmam gerektiğini de öğrendim yaşayarak.
Henüz çok gencim, bilirim...Bursa'da x. sokağında oturan basit bir insandan başka bir şey değilim..mükemmel değilim..hayallerindeki kadın hiç değilim..beni hayallerindeki kadın oldurmaya çalışma senden tek isteğim.
1 yorum:
''içimiz bir dolap değil ki
açıp bakalım''
C.Zarifoğlu
Bugün bu söz dolaşıyor aklımda.
Yazını okuyunca da yazmak istedim.
Yorum Gönder