tag:blogger.com,1999:blog-65232627017221573652024-03-14T02:25:39.416-07:00Lijepalijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.comBlogger133125tag:blogger.com,1999:blog-6523262701722157365.post-29177665728452923702012-01-19T01:10:00.000-08:002012-01-19T01:22:57.966-08:00Bana Kalan<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhLo2U9WNzZvA3kQbC3kx-ibvn-F3Qgy0ghi5JC8ogPeT6GCNg-fH3DRdjAhhakacr20tXRHfjgxW7iXi-TLEp_OwPhwRscNrJBa64CSDUwXOGTfE9owmfOsgMVPOkUTZe-ESHF_cA4wE4H/s1600/tumblr_lxyfebSkBp1qgz67oo1_500.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 319px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhLo2U9WNzZvA3kQbC3kx-ibvn-F3Qgy0ghi5JC8ogPeT6GCNg-fH3DRdjAhhakacr20tXRHfjgxW7iXi-TLEp_OwPhwRscNrJBa64CSDUwXOGTfE9owmfOsgMVPOkUTZe-ESHF_cA4wE4H/s400/tumblr_lxyfebSkBp1qgz67oo1_500.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5699268128391932130" /></a>Hiçbir şey yazamayacak kadar sersemledim.<div>Canım kitap da okumak istemiyor bu aralar.</div><div>Yürüyüşü de çıkmadım. Kahve de içmedim bugün.</div><div>Kafam tamamen durdu. </div><div>Geç de olsa farkına vardım yanlışlarımın. Öyle de olsa hiç keşke demedim. </div><div>İnsanlardan, düşüncelerden, yorgunluktan, kısacası beynimde dört dönen hayattan geriye bana bir şey kalmadı.</div><div>Dışarıda gürül gürül çağlayan bir hayat varken ben kendi kalabalık karanlığıma gömülüyorum.</div><div>Bunu kendime neden yapıyorum? Uzun zamandır aynaya da bakmadım.</div><div>Artık bir şeyler değişsin istiyorum.</div><div>Kendimi seveyim.</div><div>İnsanları seveyim.</div><div>Bulutları seveyim. </div><div>Yeniden doğmuş gibi...</div><div>Hayatta nereye istersem uçup gideyim.</div><div><br /></div>lijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-6523262701722157365.post-19649131526974934622012-01-14T21:47:00.000-08:002012-01-14T22:01:47.348-08:00Beni Kurtar<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7esyccupdnhdRK4wyaKWJ2dkrV3zxOT8bt6CmaBrIfAxzpq1M_jca2qMFa_nHF0xmRbSRyymWSY5yzSkhQI76h3oe9uBmsOe9SOGlhIGCAHqgZ9O18pAXrPKj0RXI2atXkLxf_lc4hC-u/s1600/tumblr_lxtom4C9ee1qivle1o1_500.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 195px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7esyccupdnhdRK4wyaKWJ2dkrV3zxOT8bt6CmaBrIfAxzpq1M_jca2qMFa_nHF0xmRbSRyymWSY5yzSkhQI76h3oe9uBmsOe9SOGlhIGCAHqgZ9O18pAXrPKj0RXI2atXkLxf_lc4hC-u/s400/tumblr_lxtom4C9ee1qivle1o1_500.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5697731404294399202" /></a>Beni kurtar, çelişkilerden, kötü günlerden, kaybetmek korkusundan, işin içinden çıkamadığım düşüncelerden.<div>Dağıt, kafamdaki hüzünleri.</div><div>Yarım kalan cümlelerimi tamamla.</div><div>Sana hiç olmadığı kadar ihtiyacım var bu aralar.</div><div>Hiçbir yere gitmiyorum, olduğum yerde bekliyorum, beni bul.</div><div>İkiye böldüm kendimi sana tamamlanmak için.</div><div>Her şeyi söyledi şairler, bize söyleyecek söz kalmadı ama henüz yanyana gelmemiş kelimeler var.</div><div>Eksik olan bir şeyler var, yaşanmamış duygular...</div><div>Tüm duygularımı senin için harcamak istiyorum, beni yorma, anla.</div><div>Niye mi yazıyorum, yazmasam delireceğim.</div><div>Ve ne kadar yazarsam yazayım insanın yüreğindekileri anlatmaya aklı yetmiyor!</div><div><br /></div><div><br /></div>lijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6523262701722157365.post-24054388463379639442012-01-11T05:21:00.000-08:002012-01-11T05:35:08.988-08:00Gidemem<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhln7UVUUw3JGeVJ1wTrQejq_p4tdKWbFDvnes4ePZwR03NXPs0xWNthe3JJVoIMaUzCntzhMh5rVyPCKjNOQp4SncVme1gQBMtYrPpTF7HWOWGVJ6r9Q5fRCerKKFKDucJMgJDbXNvDQE0/s1600/tumblr_lxms04Kfjh1qgmmr2o1_500.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 266px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhln7UVUUw3JGeVJ1wTrQejq_p4tdKWbFDvnes4ePZwR03NXPs0xWNthe3JJVoIMaUzCntzhMh5rVyPCKjNOQp4SncVme1gQBMtYrPpTF7HWOWGVJ6r9Q5fRCerKKFKDucJMgJDbXNvDQE0/s400/tumblr_lxms04Kfjh1qgmmr2o1_500.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5696364097760224674" /></a>Yeni bir kalem alıp yeni bir sayfa açacağım, yalnız sana yazacağım.<div>Radyoyu aç, bana bir sigara ver, fincana kahve koy birazdan seni düşüneceğim. Ellerimi saçların arasında gezdirmek ve öylece kalmaktan başka bir şey dilemiyorum.</div><div>Bazı insanlar midemi bulandırıyor, canım sıkılıyor.</div><div>Yalan söylüyorum hemen her gün soran herkese iyiyim diyerek, bilerek.</div><div>Amaçsızca bu şehrin sokaklarında dolaşmak istiyorum. </div><div>Görmediğim yerlere gitmek, henüz dinlemediğim şarkıları dinlemek, bilmediğim kitapları okumak düşüncesi bile beni hayata bağlıyor kimi zaman.</div><div>Mutluluğun bedelini ödedim, şimdi gelmesini bekliyorum. Çok beklersin dediğinizi duyar gibiyim.</div><div>Hayata inat bekleyeceğim ama aynı yerde hiçbir yere gitmeden.</div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div>lijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6523262701722157365.post-47838261741057075492012-01-09T05:40:00.000-08:002012-01-09T06:15:47.538-08:00<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj6KNwjHT0S145RhLQ2cVqWordcz-6HsRS8WHqKasyPTXnn6yzR-H1db30VOGJn0SoCUsn62BNR8P5MHF44lElGAadJ1T_R-fBizZq1nyJCEIcKUJcbLLhNj7mhhGom9PF6kmcqufbwyzpI/s1600/tumblr_lxchpqs8881qb5t88o1_500.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj6KNwjHT0S145RhLQ2cVqWordcz-6HsRS8WHqKasyPTXnn6yzR-H1db30VOGJn0SoCUsn62BNR8P5MHF44lElGAadJ1T_R-fBizZq1nyJCEIcKUJcbLLhNj7mhhGom9PF6kmcqufbwyzpI/s400/tumblr_lxchpqs8881qb5t88o1_500.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5695626708992124850" /></a>Tut, kopar beni yoksa dalımdan düşeceğim.<div>Bu aralar böyleyim, mutsuzluktan öleceğim.</div><div>Her ölüm erken ölümdür, biliyorum canım.</div><div>Garip şey hayat bizi birbirimizden ayıracağına, birbirimize daha çok yaklaştırıyor.</div><div>Oysa düşlerinden bir bulut gibi geçip gideceğim.</div><div>Herşey geçer, geriye anlamını kaybetmeyen şarkılar kalır, sanki şarkılar da bizim için yazılmış gibi.</div><div>İki gündür aralıksız yağmur yağıyor bu kente ve hiç şikayetçi değilim bu durumdan.</div><div>Sana yazmalıyım pek iyi değilim bu aralar.</div><div>Cümleler kuruyorum ve içine anlamlar koymaya çalışıyorum hepsi bu.</div><div>Hayat niye beni hep yanlış anlıyor?</div><div>Eksik bir şey var hayatımda, bulmaya çalışıyorum.</div><div>Unutmuşum kahvem soğumuş. </div><div>İnsan bazen soğuyan kahvesine üzülür.</div><div><br /></div><div><br /></div>lijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-6523262701722157365.post-67533034098743896122012-01-06T21:08:00.000-08:002012-01-06T22:02:41.148-08:00<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhtlu5DWwJwXkqwaEs2n2uUHXMt_8WVCJmEEs5V6s3e3C3vXohgzU-OkDtubx22khL6_rIC-dd6kYcH40-tUr4eHZu-fUOyzH9zSB-2tCjARkCkMW4ZLVHsVIFFiDIpVKpUIJbezk75T57T/s1600/tumblr_lx6xuvlVNy1r98exzo1_500.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhtlu5DWwJwXkqwaEs2n2uUHXMt_8WVCJmEEs5V6s3e3C3vXohgzU-OkDtubx22khL6_rIC-dd6kYcH40-tUr4eHZu-fUOyzH9zSB-2tCjARkCkMW4ZLVHsVIFFiDIpVKpUIJbezk75T57T/s400/tumblr_lx6xuvlVNy1r98exzo1_500.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5694752545453194866" /></a>Kaderimin onun ellerine düşmesinden korkuyorum.<div>Yaşamadığım duyguları yaşatmasından...</div><div>Başımıza yaşamaya değer bir şeyler gelebileceğine inandığımız bir kente gitmeliyiz mesela.</div><div>Bir şehir varmış, oradaki erkekler sevmesini bilirmiş. Böyle yazıyor okuduğum hikaye. </div><div>Eğer onu göremezsem ne yapardım sonra, hiç bilmiyordum. Hangi enlem altında yer alabilirdik? Hiçbir fikrim yok.</div><div>Daha ben yaşarken hayat bana bir hayalet rolü oynatıyor. Hepimizin içinde bir insan daha var; bazılarımızda birden fazla, kişilik bölünmesi gibi bir şey ama konumuzun dışına çıkmayı hiç istemiyorum şu anda.</div><div>Yalnız yaşanmış olanı değil, yaşanacak olanı beklemekten de kaynaklanıyor olabilir, pek tabi ki bu durum.</div><div>Hem bir yandan bu kadar güçlü hem de bir yandan bu kadar güçsüz nasıl olabiliyorum, bazen ben de şaşırıyorum kendime. Yolunda gitmeyen şeyler var, bulmaya çalışıyorum. Ve öyle bir kayboldum ki kafamı getirene ne isterse vermeye razıyım.</div><div>Belki bir roman yazmalıyım. </div><div>Bir şey kalsın bizden.</div><div><br /></div>lijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-6523262701722157365.post-7517107450232690782012-01-02T22:07:00.000-08:002012-01-02T22:40:32.793-08:00Huyumdur Aldanırım<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEii-MyiiHoq3q9wY8YbAOhemwJAIjnXgVH9Us1qP2s2xS5ndVutAOgQAVtnHAIBnLB_sVvQuTUQfruIhoJSdfMw0SyxRdElI_bN5QdKtwkSZY6wF8A7JS8roin1HQEyh9w9jdgrRyg7CfNu/s1600/tumblr_lx75n0PYvz1qfn79co1_500.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 296px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEii-MyiiHoq3q9wY8YbAOhemwJAIjnXgVH9Us1qP2s2xS5ndVutAOgQAVtnHAIBnLB_sVvQuTUQfruIhoJSdfMw0SyxRdElI_bN5QdKtwkSZY6wF8A7JS8roin1HQEyh9w9jdgrRyg7CfNu/s400/tumblr_lx75n0PYvz1qfn79co1_500.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5693283464167355298" /></a>Yarın öleceğimizi bilsek, bugün yaşamak için çıldırırdık herhalde. Yaşamak için çıldıranlardan olalım, hayatın karşımıza çıkardığı zorluklara bahane bulanlardan değil. Çünkü yer çekimi herkesi aynı oranda çeker kendine ne bir eksik ne bir fazla.<div>Kokusu kıyafetlerine sinene kadar sarılmalısın ona. Oysa romantik insanlara artık bir hastaymış gibi bakılıyor günümüzün realist dünyasında.</div><div>Hayatımı yakalasam bir kitabın içine koysam, ara sıra okusam. Buna ihtiyacım var çünkü uzağım bu aralar kendime bile.</div><div>Anladım ki birisi yüreğimize ne kadar yaklaşırsa kusurları o kadar azalıyor ve çok az kişi yüreğimize ulaşıyor. Bulduysan kaybetme.</div><div>Sakın birisine boşver, demeyin. İnsan birisinden boşver kelimesini duyunca boşvermekten çok, daha fazla düşünmeye başlıyor. Uygun bir kelime bulamadıysanız hiçbir şey demeyin çünkü mutsuz insanlar sizin tahmininizden çok daha fazla anlam yüklerler kelimelere. </div><div>Kendime söz vermiştim hayatı olduğu gibi yazacaktım, olması gerektiği gibi değil. Ben ne yapıyorum? Sürekli olmasını istediğim hayatı yazmaya, boyumdan büyük işlere kalkışıyorum.</div><div>Yalnızlık, mutsuzluk, geç kalmışlık, yaşamadıklarımız, yaşayamadıklarımız, keşkelerimiz, pişmanlıklarımız, anlayamadıklarımız, anlatamadıklarımız yeterince kötü; ama birine gerçek dışı umutlar vermek daha kötü.</div><div>Sevmiş gibi, özlemiş gibi, inanmış gibi, anlamış gibi bakarlar. </div><div>Bana öyle bakmasınlar, severim, özlerim, inanırım, daha önemlisi aldanırım. Huyumdur bunu hep yaparım.</div><div><br /></div>lijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6523262701722157365.post-60448224877635090052011-12-30T22:52:00.000-08:002011-12-30T23:18:23.740-08:00Lijepa'nın Dünyası<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhdkdxC8KYug7qJpeqn7eu9j5fUKQ1lk1huYqzkjtxLMhNyz-cn5JDhyphenhyphenhGgA_nGkURuKTVowSUY0X6SKaNoLhMhXrYq-GsyO7IuV-l7qFxP4V_6GjNYEfgmYXR0a45_ipmL7xdCa8a3XPPe/s1600/tumblr_luyarc0nqs1qac3wno1_400.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 286px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhdkdxC8KYug7qJpeqn7eu9j5fUKQ1lk1huYqzkjtxLMhNyz-cn5JDhyphenhyphenhGgA_nGkURuKTVowSUY0X6SKaNoLhMhXrYq-GsyO7IuV-l7qFxP4V_6GjNYEfgmYXR0a45_ipmL7xdCa8a3XPPe/s400/tumblr_luyarc0nqs1qac3wno1_400.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5692181917856487362" /></a>Seni görmeliyim, konuşmalıyız. Sana anlatmam lazım, beni anlamalısın.<div>Sen sokaktan öylesine gelip geçenlerden olma, farklı biri ol sen geçerken benim kalbim dursun.<br /><div>Oysa sen bir hayal olarak kalmalısın bunu bilirim.</div><div>Gerçeğin can sıkıcısı dünyası bize göre değil. </div><div>Yine de sana söylemem gereken şeyler var, bu yıl çok yaşlandım.</div><div>Yıllar geçiyor, yıllara niye geçtiği asla sorulmaz.</div><div>İnsanlardan kaçmak için yine kitaplara sığındım.</div><div>Her şey yazılmaz, yazılsa anlamını kaybeder yazmadığım çok şey var.</div><div>Sen karşıma çıkıp bir cümle söylemeliydin beni güldürmeliydin, gülmeye ne çok ihtiyacım vardı. İnsan tek başınayken ağlayabilir ama tek başına gülmenin hiç bir anlamı olmuyor.</div></div><div>Sana anlatmam gereken şeyler var: Babamı özledim. Ben ne zaman babamı özlesem küçük bir kız olur yüreğim.</div><div>İnsanlar beni mutsuz sanıyor oysa huzurluyum bu mutluluktan daha önemli bilmiyorlar.</div><div>Kalbim arsız bir çocuk gibi yaşadığı her şeyi anlatmak istiyordu. Bir anlatsam kötü bir şiir olurdu sırf bu yüzden sustum. Çünkü şiir yazamayanlar oturur roman yazarlar. Ben şimdi kendi hayatımın romanını yazmakla meşgulüm.</div><div><br /></div><div>Bu yazı 2011 yılının son yazısı, burası Lijepa'nın dünyası, dünyama hoşgeldin.</div>lijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6523262701722157365.post-41865801287393624782011-12-29T21:13:00.000-08:002011-12-29T21:36:01.995-08:00<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhtO3mzLz5rKoUo5x9bCC1DiTD452nXDPzFIVo5abQxJoeu2eeUDJaXfwijeznVCW0NkY0Y2AeiEB28Rj7A8LPsxYVGpq924u-5A78KmkolOOfXp0HmU2yn0dygPpGMw0xWxnUWMLDNO8rG/s1600/tumblr_lx03r3c5bk1qc988po1_500.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhtO3mzLz5rKoUo5x9bCC1DiTD452nXDPzFIVo5abQxJoeu2eeUDJaXfwijeznVCW0NkY0Y2AeiEB28Rj7A8LPsxYVGpq924u-5A78KmkolOOfXp0HmU2yn0dygPpGMw0xWxnUWMLDNO8rG/s400/tumblr_lx03r3c5bk1qc988po1_500.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5691785218308652114" /></a>Bugünlerde yazmıyorum. Yazmadığıma bakılırsa mutlu olmalıyım. Kafka beni görse yalnızlık çekmezdi ama Kafka'nın gözleri Milena'dan başkasını görmezdi.<div>Yazılmayanı, okunmayanı, açıklanmayanı, yaşanmayanı, yaşayamadıklarımızı, yarım kalan her şeyimizi, erken kaybettiklerimizi, anılarımızı, bizi gülümseten herhangi bir şeyi şapşal bir kediyi mesela, ayrılık acısı gibi bizi ağlatan şeyleri yazmak peşindeyim.</div><div>O kadar çok anlattım ki; insan anlaşılmadığını fark ettiği zaman anlatmaktan yoruluyor. Bazen olur, yaşam yorar. Onun için müzik, kitap, resim, sinema, tiyatro hepsi insan için. Bazen şarkılar çok sevdiğin bir dostla karşılaşmak gibi bir etki bırakabiliyor insan bedeninde. Bir kitap unutmak için en iyi afyondur mesela.</div><div>Kendimi yanlış bir hikayenin içine koymuşum, yanlış şehirlerde yanlış insanlarla yaşamışım.</div><div>Gidemedim ama kalamıyorum da; bedenim olduğu yerde dursa da ruhum sanki geziyor bu şehrin dağını, tepesini, rüzgarla arkadaş oluyor, yağmurla konuşuyor.</div><div>Siz bilmezsiniz bedenim tutsak, ruhum özgür benim.</div>lijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-6523262701722157365.post-85690238699023694202011-12-26T05:57:00.000-08:002011-12-26T06:15:00.411-08:00Ucuz Parfüm Kokusu<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiro8ZslvlI_fGX8yNtLHaGUK4wkZ9upFd8aOv1ANH71yJhBYZ3gXN4o2EyJwBZ0cWazNKO14joCySNGtpJnZ9yQvdwK2SioeCuwVpxD-I1KzujgRPmUoU51PaniX3o7kqqFEDrCgb-86d0/s1600/tumblr_lwnvfmYDcT1qc4q9io1_500.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiro8ZslvlI_fGX8yNtLHaGUK4wkZ9upFd8aOv1ANH71yJhBYZ3gXN4o2EyJwBZ0cWazNKO14joCySNGtpJnZ9yQvdwK2SioeCuwVpxD-I1KzujgRPmUoU51PaniX3o7kqqFEDrCgb-86d0/s400/tumblr_lwnvfmYDcT1qc4q9io1_500.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5690435857825007154" /></a>Kendimi kimi zaman ucuz hissettiğimi inkar edemem. Ucuz parfüm kokusu gibi; fazla para vermemiş olmanın rahatlığı ama kokunun verdiği rahatsızlıkla birleşir. Kimi zaman kayıp bir çocuğun tedirginliğini yaşıyorum. Bugün de öyle günlerimden bir tanesini yaşıyorum. Bazen olur. <div><br /></div><div>Belki bizi yanlış yönlendirdiler. Yanlış meslekleri seçtirdiler, yanlış insanlarla arkadaş olduk, yanlış şehirlerde yaşadık. Bu işte bir yanlışlık vardı, çözemedik. Ben şikayet etmem bu işe.</div><div><br /></div><div>Kendimizi anlatmaya çalışırken, kendimizi tanıtmak isterken yanlış kelimeleri seçmiş olmamız da mümkün. Zaten ben kelimelerin altında ezilmişimdir her zaman. Oysa bazı kelimeleri bile hak etmedik.</div><div>İnsanlar birbirlerini suçlamaya bayılırlar. Bunu öğrendiğim günden bu yana hakkımda bir suçlama duyduğumda duymamazlıktan geliyorum, suçlayanı görmemezlikten geliyorum zaten ben yaşamamazlıktan geliyorum. Yaşamak bu değil, dünyaya birbirimizi suçlamak için gelmedik.</div><div><br /></div><div>Valla bu saatten sonra dünya başıma yıkılsa kılımı kıpırdatmam canım insanlar.</div><div>Belki bir mektup yazarım, göndermem.</div><div>Yılbaşı akşamı televizyon izlerim, dışarıya çıkmam. Belki yeni yıla da girmem.</div><div>Bitiremediğim kitapları okurum ama bitmesine izin vermem.</div><div>Mükemmelliyetçi birini severim ama mükemmel olmam.</div><div>Yıkanmamış çamaşırları yıkarım, kurumadığından şikayet etmem.</div><div>Yarın ne pişireceğime karar veririm, belki pişirmem.</div><div>Beni sevsinler isterim ama kendimi sevdirmem.</div><div><br /></div>lijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6523262701722157365.post-25349113815517389082011-12-23T05:34:00.000-08:002011-12-23T06:00:55.927-08:00Yaşamak Uçurumun Kenarından Yürümek Gibi<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0RFPEycuUNTjYZbnqg9vyjmXD6R7i7fWsqKJoQrwApxhMa2YmQ0zF_q9-ufKjBkBUDE1RjyGg6AktBw2EJ2bC6sPWGbD-oXgGIdM_x9FQvT14clpiRqX5Fs-YtGZTU3WUyY6aP_0ACEMl/s1600/tumblr_lwmluz1uz31qc4q9io1_500.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 270px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0RFPEycuUNTjYZbnqg9vyjmXD6R7i7fWsqKJoQrwApxhMa2YmQ0zF_q9-ufKjBkBUDE1RjyGg6AktBw2EJ2bC6sPWGbD-oXgGIdM_x9FQvT14clpiRqX5Fs-YtGZTU3WUyY6aP_0ACEMl/s400/tumblr_lwmluz1uz31qc4q9io1_500.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5689316815460133698" /></a>Alnının teriyle çalışıyorsun, bir yaşam kuruyorsun kendine. <div>Alınteriyle para kazanan insan dünyanın en soylu insanıdır. İşte tüm bu yorucu belki sıkıcı gayretlerin ödülüdür, çalmadan çırpmadan, başkasının sırtından geçinmeden kazanılan yaşam en değerli yaşamdır.</div><div>Bazılarımız çok kazanır, bazılarımız yaşamını devam ettirecek kadar kazanır yalnızca. Zenginiyle, gezginiyle , yoksuluyla, sarhoşuyla, kavgacısı, savaşçısıyla, yönetenleri, ezilmişleriyle hayat çerçevelenmiş bir tablodur.<div>İşte ben bu tablonun neresindeyim? Hemen söyleyeyim arada kalmışım. Bazılarımız kendisine verilen rolleri şaşırır. Sırf bu yüzden güneş altında ter döken, ister çiftçi olsun ister inşaat işçisi isterse bir şoför olsun kızgın güneşin altında, inanın bizim kitaplardan öğrendiklerimizden daha çok şey biliyorlar hayat hakkında.</div><div>Söylemiştim arada kalmışım diye. Sürekli sorgulamak, sorular sormak bir yere ait olamamak benim gibilerin, arada kalmışların kara yazgısıdır.</div><div>Üzgün değilim öfkeliyim bazen.</div><div>Hırslarımız, öfkelerimiz yüzünden hayatı hırpaladık kötüye kullandık kimi zaman. Ve isteklerimiz gerçekleşmediği zaman öfkelendik, üzüldük.</div><div>Yaşamak bir uçurumun kenarından yürümek gibi içimizde hep bir düşme korkusu, terkedilme korkusu, sevilmeme korkusu gibi ve ben yürürken o kadar çok düştüm ki içimde hiç korku kalmadı çünkü düştüğüm yerleri artık beynim ezberledi.</div></div>lijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-6523262701722157365.post-88856915909145334802011-12-13T05:37:00.000-08:002011-12-13T06:20:55.239-08:00Kendimden Bahsetmeyi Pek Sevmem Aslında<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvsiUywYMz4RTe3lCRLPCY9Cf2vKHcRxN-3rdJVegPT0izGOrjsHgY3QziPLMPBYKpv94qDV8yof2QcEKO-T8eN5rYS9J5ZqiYipPORbXaho3tivUO26UZBnQrl5ia90gvQ99NXUWrEHjW/s1600/tumblr_lmszhbolFv1qbfppso1_500.png"><img style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; DISPLAY: block; HEIGHT: 272px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5685606699782507298" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvsiUywYMz4RTe3lCRLPCY9Cf2vKHcRxN-3rdJVegPT0izGOrjsHgY3QziPLMPBYKpv94qDV8yof2QcEKO-T8eN5rYS9J5ZqiYipPORbXaho3tivUO26UZBnQrl5ia90gvQ99NXUWrEHjW/s400/tumblr_lmszhbolFv1qbfppso1_500.png" /></a> Kendimden bahsetmeyi pek sevmem aslında.<br />Biliyorum kimsenin umrunda da değil senin neleri sevdiğin nelerden nefret ettiğin.<br />Çünkü herkes en çok kendiyle ilgili. Kendisinden bir şey bulursa seviyor karşınsındakini.<br />Kendimden bahsetmeyi pek sevmem aslında dedim ya kırmızı ruj pek yakışmaz bana.<br />Farklı biri değilim sıradan bile sayılırım. Kedileri severim.<br />Kek yapmanın mutlulukla bir ilgisi olduğunu düşünüyorum.<br />Başkalarının söylediklerinden çok etkilenirim.<br />İncindiğim zamanlar kendimi kıyıda köşede unutulmuş kırılan bir oyuncak gibi hissederim.<br />Kalabalıklar arasında yolunu şaşırmış bir hamamböceği gibiyim bazen.<br />Başkalarını mutlu etmeyen şeyler beni mutlu edebilir. Bilirim ki mutluluk kısa sürer. Değerini bilmek gerek.<br />Mutsuzluk olmasaydı ya da bizi mutsuz eden şeyler olmasaydı mutluluğun bir anlamı olmazdı.<br />Mutsuzluğumun arkasından mutluluğu beklerim aslında ben hep beklerim.<br />Artık gitmek gelmiyor içimden.<br />Sokak köpekleriyle aram iyidir.<br />Kahveyi mi yoksa çayı mı daha çok seviyorum? Hiç bilemiyorum.<br />Zihnimi önemsiz konularla meşgul ettiğimin farkındayım.<br />Ne kadar önemsiz biri olduğumu biliyorum. Bunu kime söylesem bunun aksini iddia edecektir oysa ben samimi insanları seviyorum. Yapmacık hareketlerle seni önemliymiş gibi hissettirmeye çalışanları değil mesela. Çünkü hiç birimiz bir dakika sonra ne olacağımızı bilmiyoruz.<br />İşe gitmek için sabah evden çıkan ve kapısının önünde çöp kamyonunun altında kalarak feci şekilde can veren genç kadın evden çıkarken başına geleceklerden habersizdi. Neyse ki bilmiyoruz, bilmiyorlar, kimse bilemez, kimse bilmek istemez çünkü bilmek bazen korkunç bir şeye dönüşüyor.<br />Başımıza geleceklerden habersiz yaşamak önemsiz olduğumuzun açık bir kanıtı.<br />Kendini çok önemli sanan insanlar var ve benim onlarla hiç bir ilgim yok.<br />Büyük başarılarım yok. Olmasını isterdim. Ama olmadı.<br />En sevdiğim insanlar hep başka şehirlerde oldu ve ben artık buna alıştım.<br />Az insanlarla görüşmenin beni daha mutlu ettiğini gördüm.<br />Çok insan çok baş ağrısı demek.<br />Gülümsemeyi severim. Gülümsemenin iki insan arasındaki anlaşmak için en kısa yol olduğunu düşünürüm.<br />Gülümsememize kimin aşık olacağını bilemeyiz? Öyle değil mi?lijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6523262701722157365.post-47318472074160101162011-12-08T05:16:00.000-08:002011-12-08T05:53:25.586-08:00Lijepa<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbJGFqgfcgeMRZQ9xD9O3SUob0ddhJE7_3Qxtpq5ke0oL62mEPOQjBO2fAt_94e6kEFGy5fFBzX26_g096uBDc5MB3rykTDx4ovDtwW2PBkIuP7whXR5OiC259I8c8PN2Gt2wRNi1TT_Zg/s1600/tumblr_lvq31xxzet1r3y247o1_500.jpg"><img style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; DISPLAY: block; HEIGHT: 266px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5683745895216702194" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbJGFqgfcgeMRZQ9xD9O3SUob0ddhJE7_3Qxtpq5ke0oL62mEPOQjBO2fAt_94e6kEFGy5fFBzX26_g096uBDc5MB3rykTDx4ovDtwW2PBkIuP7whXR5OiC259I8c8PN2Gt2wRNi1TT_Zg/s400/tumblr_lvq31xxzet1r3y247o1_500.jpg" /></a> Hayat bazen misafir gelmeden önceki ön hazırlığa benzer. Sanki bir yerde silmeyi unuttuğumuz tozu göreceklermiş de ayıbımızı yakalayacaklarmış gibi sanki kek bir türlü istediğimiz gibi olmamış üstelik bitirmen gereken işleri yetiştirememişsin, üstünü başını toplamaya vakit bulamamış, saçların biraz dağınık kalmış ne giyeceğine de karar verememiş gibi gereksiz bir telaşe içinde geçiyor sanki hayatlarımız da.<br />Anlatmak zor. Günler geçiyor telaşe içinde.<br />Oysa insan arada bir durmayı bilmeli, durup dinlenmeli, tembellik etmeyi bilmeli. Fazla sorumluluk sahibi insanlar tembellik etmeyi veya durmayı kendilerine çok görürler. Üstelik gerek ailesine gerek arkadaşları için yaptığı fedakarlıklar bir zaman sonra sanki göreviymiş gibi üstüne yapışır kalır. Sonra yaşamının bir döneminde sorgulamaya başlarsın kendini, hayatını. Aslında bizim sorduğumuz soruların tam bir cevabı yok. Çünkü insan hayatı bazı şeyleri kavramak için çok kısa. Blirim İnsan bin yıl yaşasa da bazı şeyler hiç değişmez ama yine de hayat kısa.<br />İşte ben de durdum. Çok yorulduğum için mi, durmam gerektiği için mi durdum? Bilemiyorum. Geçmişi özleyen insanlardan olmadım ben hiç. Çünkü geçmişimde de aynı insan olduğum için geçmişim de de biraz yalnız ve mutsuz olduğum için gelecek günlerin hep daha iyi olacağını düşünüp durdum. Gelecek günler bazen beni haklı çıkardı bazen haksız. Ama bazı şeyler beklemeye değer. Bunu anladım.<br /><br />Ben artık kendimle ilgilenmekle meşgulüm. Neden kendimle bu kadar ilgiliyim? Belki başkalarıyla ilgilenmekten yoruldum. Hani misafir için yapılan ön hazırlık gibi başkaları için hazırlık yapmaktan yoruldum. Arık kendim için bir şeyler yapmak istiyorum. Kendimi mutlu edersem başkalarını mutlu etmek daha kolay olur.<br />En azından mutlu olmasını istediğim insanlar var.<br />Bir cümlesi için sevdiğimiz kitaplar gibi bir gülüşüne razı olduğumuz adamlar var.lijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6523262701722157365.post-82391358687290718052011-12-01T05:20:00.000-08:002011-12-01T05:54:23.334-08:00Eksik Bir Şeyler<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJUql0swo5fC3X9A7Qth3p6NGWKdLxZgCRKTdYit1fIj2vlBQdqf0TrCH1qxyfo0liTv9a4s5J6_djDxt-iqq68m3qCQiVaMDiAxc7a0oy4ytPWvgFe5GA3i-b-S6lGNNtSLkN-7mWi1Bo/s1600/tumblr_lvhthoKyZ71r72orgo1_400.png"><img style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; DISPLAY: block; HEIGHT: 275px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5681149349567254658" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJUql0swo5fC3X9A7Qth3p6NGWKdLxZgCRKTdYit1fIj2vlBQdqf0TrCH1qxyfo0liTv9a4s5J6_djDxt-iqq68m3qCQiVaMDiAxc7a0oy4ytPWvgFe5GA3i-b-S6lGNNtSLkN-7mWi1Bo/s400/tumblr_lvhthoKyZ71r72orgo1_400.png" /></a><br /><br /><div>İçimde bir eksiklik duygusu, yalnız kalırım korkusu...</div><br /><div>Biri sevince geçer mi? İnsan sevildiğinden de emin değil ki. Sanki sevince, sevilince tamamlanacak yarım kalan yerimiz. Bu yüzden bu kadar çok sevilmek isteyen insan var. Sevilmeyi hak edenler hap yalnız. Çünkü yalan söyleyemiyorlar, aldatmıyorlar, ortama göre davranmıyorlar, nabza göre şerbet vermiyorlar kısacası bir kadının sevgisini kazanan erkek benim gözümde adamdır. </div><br /><div>İçimden bir ses sen sev diyor, gerisi gelir. Ama hayat öyle değil, sevmek yetmiyor, anlamak yetmiyor, bilmek daha kötü yapıyor. Gerisi gelmiyor, yarım kalıyor bir yanım.</div><br /><div></div><br /><div>Ben tam bu sartırları yazarken önce kağıda, tükenmez kalemim bitiyor. Evde kalem kalmamış. Böyle sorunlarım da var, evet. Tükenmez kalem dedikleri bile tükeniyor. İnsan dedikleri nasıl tükenmesin. </div><br /><div>Bir yerde okudum hayat bisiklete binmek gibidir, pedalı çevirdiğin sürece düşmezsin, diyor. Tamam güzel kardeşim ama biz hiç dinlenemeyecek miyiz? İnsan bu yorulur, bazen mola vermek ister. Düşsek düştüğümüze gülecekler var. </div><br /><div>Daha yolun yarısına gelmeden emekli olmak istiyorum. Bir sabah sevdiğim adamla yaşlanmış olarak uyanmak, maaşımızı çekmeye gitmek, dönerken pazara uğramak gibi daha yaşlanmadan yaşlılığı özlüyorum. Belki o zaman her şey geçecek. Şu an yaşadıklarım ne anlamsız gelecek ve ben bu halime güleceğim. Ne kadar gençmişim, toymuşum kendimi nasıl da üzmüşüm diyeceğim. İnsan hayatı öğrenene kadar ömür geçiyor.</div><br /><div>Hayal kurmazsa hastalanır insan. </div><br /><div>Artık hayal kurmuyorum. Zaten hastayım önemi yok, hayalsiz de yaşarım.</div><br /><div>Hayatın garip yönleri var. Birisini deli gibi beklemeyi bıraktıktan sonra sana dönebilir. Birisine kendini sevdirmeye çalşırısın bir şey olmaz da; hiçbir bey yapmadığın bir zaman bakarsın seni sevebilir. Bir insanın neyi seveceğini asla bilemezsin. Onun için biraz uzaklaşmak iyi gelebilir insana. </div><br /><div>Ben de zaman zaman uzaklaşmak istiyorum. Ama sanki elim kolum bağlanmış, kar yağmış, yollar kapanmış gibi çaresizce bekliyorum.</div><br /><div>Hayatın çekici yönleri var. Bir çocuk gibi yalanlara bu kadar kolay inanıyoruz. Bu kadar kolay aldanıyoruz, bu kadar kolay mutlu oluyoruz aslında sırf bu yüzden biraz kederli, düşünceli oluveriyoruz. </div><br /><div>Ne yaşıyorsak insan olmaktan kaynaklı.</div><br /><div>Ben her şeye rağmen ayaktayım dosta düşmana karşı .</div><br /><div></div>lijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-6523262701722157365.post-38881312453527053402011-11-29T05:18:00.000-08:002011-11-29T06:06:40.790-08:00Sana Ait Zamanlar<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhuAHqcQYSXQUde_doKjZs2iemwr3AJ6uM0b2DaRdSmwesn1-eMwsSEFkhcAru_ryI56caSeJ0D-njUrktfnwgsp6qBi2tCwvjlU7_xA6XfG-QTqJ06LsSEtDEwUvWmmApa1r-_ipoPyG46/s1600/tumblr_lvfbanNgqv1qc4q9io1_500.jpg"><img style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; DISPLAY: block; HEIGHT: 266px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5680406602160507378" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhuAHqcQYSXQUde_doKjZs2iemwr3AJ6uM0b2DaRdSmwesn1-eMwsSEFkhcAru_ryI56caSeJ0D-njUrktfnwgsp6qBi2tCwvjlU7_xA6XfG-QTqJ06LsSEtDEwUvWmmApa1r-_ipoPyG46/s400/tumblr_lvfbanNgqv1qc4q9io1_500.jpg" /></a> Bakkala gitmek için evden çıkıyorum. Hava kararmış ve son derece soğuk olmasına rağmen sitenin ergen oğlanları maç yapıyor kendi aralarında şakalaşıyorlar. Onların bakışlarına yakalanmadan geçmek zor. Bazılarının boyu yaşlarına göre çok uzun. Anlamsız hareketleriyle dışarıdan bakınca tuhaf gözüküyorlar ama onların hiçbir şeyi umursamadan hareket ediyorlar onları seviyorum.<br />Bakkaldan ne alacağımı unutuyorum ama bakkala gidince hatırlarım elbet; ekmek, yoğurt, kek yapacaksam kakao duruma göre değişiyor bazen param varsa ihtiyacım olmayan şeyleri almayı da seviyorum. İnsanı marketler gibi yormuyor, küçük ve her şey elinizin altında. Sanırım yakın bir zamanda bakkalcılık kaybolan meslekler arasında yerini alacak.<br />Bakkaldan dönüyorum, yine aynı çocuklar sanırım onüç-ondört yaşında bazıları, annesini tanıdıklarım da var aralarında yine aynı hareketler, aralarında şakalaşmalar, gülüşmeler ama saygılı çocuklar ben geçerken susuyorlar.<br />Eve geliyorum. Aldıklarımı salondaki masamın üstüne koyuyorum. Masamın üstünde yaprak dökmesini bir türlü önleyemediğim halk arasında romantiklerin "aşk merdiveni" rasyonalistlerin "kedi merdiveni" olarak isimlendirdikleri çiçek duruyor. Sanırım çiçeğin de benim gibi sorunları var. Bazen bir çiçekten fakımız kalmıyor hadi o çiçek derdini anlatamıyor ama sen anlatabilecekken anlatmamayı seçiyorsun. En azında çiçekten farkımız seçme şansımızın olması. Ama ben sürekli sorunları dillendirmenin bir çözüm olmadığını idrak etmiş durumdayım.<br />Masanın karşında İkea'dan aldığım kitaplığım duruyor. Bir keresinde bir arkadaşım kitaplığıma çok özenip kitap ödünç almıştı. Kitabı geri getirdiğinde okumadığını anladım. Okudun mu? diye sordum. Okudum, dedi. Benim çok sevdiğim bir yazar içinden soracağım, dedim. Bu bozuldu tabi. Başka birileri daha vardı yanımızda, şaka yapmıştım ne sorucam ister okusun ister okumasın. Bizimki bozulunca çok gülüştük o kadar.<br />Kitapların da bazı sorunları vardı mesela kimse okumuyordu. Yalnız bir çocukluk dönemi geçirmediyseniz bu alışkanlığı kazanmanız zor. Kitap okuma alışkanlığına genellikle küçük yaşlarda başlanılıyor. Babamın mesleğinden dolayı ben çocukken çok şehir değiştiriyorduk. Ben arkadaş edinene kadar taşınıyorduk. Bilirsiniz çocukların hayal dünyası geniş olur. Sürekli bu dünyayı beslemek isterler. Bunu oynayarak yaparlar. Ben de kitap okuyarak o dünyamı besliyordum çünkü her zaman oyun oynayacak arkadaşı bulmak kolay olmuyordu.<br /><br />Radyoyu açıyorum. Radyoların büyüleyici bir yönü var. Radyoda çalan her şarkı güzel değil, bazıları anlamsız. Ben okuduklarında, dinlediklerinde, izlediklerinde anlam arayan o azınlık içinde olmaktan ve orada kalmaktan yanayım.<br /><br />Zamanın sana ait olan kısımları var. O anları seviyorum ister uyursun, ister okursun, istersen hiçbir şey yapmazsın. Ben bazen yazıyorum.lijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6523262701722157365.post-20127759604273704672011-11-24T04:44:00.000-08:002011-11-24T05:27:15.780-08:00Hiç Acıklı Değil Bu Hikaye<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNk_GM2Bz0jF15NzKKUYpJ-KNyjJenJYCRDiiZ-gl5Co6lRRgbmAtck4XPynNtt7tjQDlrdmhwQy72mOsG8a5U38ThbydD2pQSnarI0B34OFuIO_CLaxGHQzYQ-8NzXODEiw53glgWALU7/s1600/tumblr_lv60lz42kl1qbc9oso1_500.jpg"><img style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 289px; DISPLAY: block; HEIGHT: 400px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5678542690065593970" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNk_GM2Bz0jF15NzKKUYpJ-KNyjJenJYCRDiiZ-gl5Co6lRRgbmAtck4XPynNtt7tjQDlrdmhwQy72mOsG8a5U38ThbydD2pQSnarI0B34OFuIO_CLaxGHQzYQ-8NzXODEiw53glgWALU7/s400/tumblr_lv60lz42kl1qbc9oso1_500.jpg" /></a> Hayatımdan, yaşantımdan acıklı bir hikaye çıkaramıyorum. Kendim için doğru cümleyi bulamıyorum.<br />Ben geçmişimi bıraktım ama geçmişim beni bırakmıyor.<br />Kendimden geçtim bugün, bir kentten geçer gibi. Beynimin kıvrımlarında gezdim, tanıdık sokaklarına gezer gibi bir şehrin.<br />Şelale gibi düşünceler içime dökülüyor, hüzün içime çöküyor. Her ne olursa olsun ne yaşarsam yaşayayım bir yaşama sevinci ki aklımı çeliyor.<br />Paranın da mutlulukla bir ilgisi olmalı. Çok isteyip alamadığım kitapları, görmeyi istediğim ülkelere gidebilmeyi bana sağlıyorsa insan niye mutlu olmasın ara sıra.<br />Bu saatten sonra hayatımın değişmeyeceğini biliyorum. Ya çok erken başladım bir işe ya da çok geç kaldım...<br />Ya nefret ettim insanlardan ya da çok sevdim...<br />Ya yanlış yerde doğru insana ya da doğru yerde yanlış insana rastladım. Bir ortasını bulamadım hiçbir şeyin.<br />En kötüsü de geç kalmak galiba.<br />Kimi zaman kendimi görmezden gelirim, kendimi bilmezden gelirim. Çünkü korkarım kendi gücümden, yapacaklarımdan. Sırf bu yüzden uzaklaşırım insanlardan yine döner dolaşır kendime ederim. Gerçi diğer insanlar seni anlamazlar en fazla deli der geçerler. Çünkü herkes biraz kendisiyle meşgul, herkes biraz kendisiyle ilgili. Varsa eğer biraz insanların gözüne batacak kadar malın mülkün, mutluluğun, huzurun, başarıların, paran, sevgilin, eşin; dikkat et mutlaka seni kıskanan birileri çıkar karşına ve kendi hayatlarını bırakıp başlarlar senin hayatınla ilgilenmeye. Onun var da benim niye yok? demeye başlarlar bir zaman sonra. Karşınızdaki kadar kurnaz değilseniz böylelerini farketmeniz biraz zaman alıyor.<br />O yüzden kurnaz insanlardan biraz uzak durmaya çalışırım. Sanırım bir çeşit kendini koruma içgüdüsü bu. Ama iyi kalpli insanları çok severim. Onlarla zaman geçirmeye bayılırım. Yüzlerine baktığımda garip bir huzur bulurum. Böyle bir insanı bulunca bırakmamak gerekir. Çünkü hayatta bir dost her zaman gereklidir.<br />Bunun yanında yalnızlık da gereklidir insana. Kendini dinlemek, kendine gelebilmek için.<br />Anlatsam size saçma gelecek düşüncelerden kurtulmak için biraz kitap okudum, biraz müzik dinledim, biraz üzüldüm, öylesine gülümsedim, ağlamadım, biraz üşüdüm, bir sigara yaktım, bir sigara söndürdüm.<br />Marjinal olmadığım için sıradan şeyler yaptım.<br />Aslında amacım size acıklı şeyler yazmaktı ama bu kadından acıklı bir hikaye çıkmıyor, neylesin.lijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6523262701722157365.post-4879100345229828742011-11-18T04:31:00.000-08:002011-11-18T04:57:49.031-08:00Hayat Bazen<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkHsBdzv_WWHKCHa_z3Kqqf8LbrNgLLmnDYI3EEOonYF72aj_avPruiQTm6wGrGCtasSEP8uOb58540sbzBL8eDXLS7Vw6wKrMwxjumhCSXUgrJovt4t-wAH9BMPtfeZaSIM-dMLceXdHR/s1600/tumblr_lub3abcKYl1qj97o1o1_500.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkHsBdzv_WWHKCHa_z3Kqqf8LbrNgLLmnDYI3EEOonYF72aj_avPruiQTm6wGrGCtasSEP8uOb58540sbzBL8eDXLS7Vw6wKrMwxjumhCSXUgrJovt4t-wAH9BMPtfeZaSIM-dMLceXdHR/s400/tumblr_lub3abcKYl1qj97o1o1_500.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5676313263713426914" /></a>Hayallerim ve korkularım var. Hayallerimi gerçekleştirmek için korkularımın üstesinden gelmeliyim. Korkularımın üstesinden gelmek için cesarete ihtiyacım var. <div>Hayat her defasında kısa olduğunu hatırlatıyorken sürekli ertelediğim düşlerim var.<div>Yaşamak neden bu kadar zor?</div><div>Can yakar gibi...</div><div>Hani sevmesi kısa, unutması uzun sürer ya. İşte öyle hayat tezatlarla dolu ve sanırım tezatlarıyla anlam buluyor. </div><div>İnsan anladığı kadar hayatın içinde var oluyor.</div><div>Yeryüzünün çeşitli yerlerine düşmüş biz mutsuz insanlar çok genç yaşımızda vazgeçtik, çok genç yaşımızda karşılaştık hayatın zorluklarıyla ve genç yaşımızda yalnız kaldık.</div><div>Şehir büyüdükçe küçülüyor aşklarımız; bedenler büyüdükçe küçülüyor düşlerimiz. </div><div>Ve bir gün düşerse diye düşlerimizin içine koyamadığımız sevdalarımız var. </div><div>Koruyamadığımız saklayamadığımız erken kaybettiğimiz sevdalarımız...</div><div>Ben artık katlanmak değil, yaşamak istiyorum...</div><div>Mutluluk bazen bir bakış, bir gülüş, bir sözcükmüş meğer.</div><div>Hayat bizim için kurulmuş bir tiyatro sahnesi gibi. Bu oyunun neresindeyim? Bilemiyorum.</div><div>Belki tüm bu hissettiklerim zihnimin bana bir oyunu. Belki yaşam bir kuşun uçması kadar kolay ama kuşun kanadını kırıyorlar da kimsenin haberi olmuyor hayret!</div><div>Hayallerimi erteliyorum düşmesinler diye; koynumda saklıyorum üşümesinler diye.</div><div><br /></div><div><br /></div></div>lijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6523262701722157365.post-13039479866432385022011-11-15T05:33:00.000-08:002011-11-15T05:57:39.743-08:00Yaşam Hırsızı<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjMriv7ukGO8Smq1gpCcmAwcfF8Ss_3fZJl0_3gMPWnNf1F3dsOp4tmHJxkv03n9nKtndz3Ixzf1i-waFstcU_aQJZy1cg1R1xBS4Q7cWVb83XEeitREOV1AXiUd4D9K96n1mupulgCLxZA/s1600/tumblr_lgw159iuyQ1qhrnrdo1_400.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 311px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjMriv7ukGO8Smq1gpCcmAwcfF8Ss_3fZJl0_3gMPWnNf1F3dsOp4tmHJxkv03n9nKtndz3Ixzf1i-waFstcU_aQJZy1cg1R1xBS4Q7cWVb83XEeitREOV1AXiUd4D9K96n1mupulgCLxZA/s400/tumblr_lgw159iuyQ1qhrnrdo1_400.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5675215377292951170" /></a>Günahların en kötüsünden biri hırsızlık. Kim bilir farkında olmadan çalıyorlar hayatımızdan.<div>Aldatarak hayallerimizi, yalanlarıyla umutlarımızı, dedikoduyla heyecanlarımızı, kıskançlıklarıyla mutluluğumuzu çalıyorlar. Geriye yabancısı olduğumuz bir dünya kalıyor. Bazen insan kendini yaşadığı yere ait hissetmez çünkü yabancılaşır kendini kötü hissetmesine sebep olan duygular yüzünden. <div>Benim de zaman zaman kendimi yabancı bir yerde gibi hissettiğim olmuştur sanki hayatımı uzaktan izler gibi...<div>Kimin dokunmasına izin verirsen yaşamına onun parmak izi kalıyor hayatında; ne kadar çok kişi dokunursa o kadar iz kalıyor aslında.</div><div>Bir anlayabilsek insanlara yaklaşmayı ateşe yaklaşır gibi ayarlayabilsek, çocukluktan kalma bir alışkanlıkla elimizi yakıyoruz kimi zaman.</div><div>Ruhumun gizli saklı köşelerinde olmak istediğim ben, gerçekleştiremediğim hayallerim, özlediklerim, duymak istediğim sözler, olmak istediğim yerler, gençlik heveslerim saklı.</div><div>Bir anlayabilseler, bir bilseler insan ruhu ne kadar derin, içinde ne çok şey saklı.</div><div>Biliyorum hayat bana borçlu değil belki de olma olasılığı az olan şeyler istedim, olmayınca üzüldüm. Hayat uzun bir yol hayallerimi düşüre düşüre yürüyorum.</div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div></div></div>lijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-6523262701722157365.post-63015433579015963282011-10-31T07:41:00.000-07:002011-10-31T08:03:56.257-07:00El Oğlu<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZoxBsfNLIFxvzu8JyoRp3ENWvki3yQkrU6cCrLaRfbbwOBxaV1N3eKZNZLPX9EdyeFvtrZnUyJ7-TLhflon5vJZARV-OLy5aDZOhdsGCdPZykTKPkfuQud7rR-2XdQ59JzqtCFY2wB7O5/s1600/6b11cc61d2e82c0d1dd6a6896c62f550d488453c.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 134px; height: 175px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZoxBsfNLIFxvzu8JyoRp3ENWvki3yQkrU6cCrLaRfbbwOBxaV1N3eKZNZLPX9EdyeFvtrZnUyJ7-TLhflon5vJZARV-OLy5aDZOhdsGCdPZykTKPkfuQud7rR-2XdQ59JzqtCFY2wB7O5/s400/6b11cc61d2e82c0d1dd6a6896c62f550d488453c.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5669666615418637378" /></a>Üstesinden gelemediğim sorunlarım vardı. Karamsar yönlerimle, çelişkilerimle, kendimle başa çıkmaya çalışıyordum. Anlatsam anlamazdı.<div>Hafifletici nedenler sunardı, üzülmemi istemezdi.</div><div>Oturuyordu, bakıyordu, gülüyordu, eli bardağa uzanıyordu, kolunda belirgin damarları vardı kımıldadıkça sanki hareket ediyorlardı, onu bir daha görmeyecekmişim gibi hiçbir detayı kaçırmak istemiyordum.</div><div>Bir çay koy da içelim, diyordu. Çayı seviyordu. Herkes gibiydi. Hiçkimse gibiydi.</div><div>Maç başlıyordu, maçlar bitiyordu.</div><div>Çay içiyorduk, çaylar bitiyordu.</div><div>Benim sana hissettiklerimi senin de bana hissetmeni istiyordum.</div><div>Bana olan sana da olsun, diyordum. Seninle ilgili naif dualarım vardı.</div><div>Annem Allah şaşırtmasın, derdi hep. Şaşırıyorduk anne el oğlu karşısında şaşırıp kalıyorduk.</div><div>Annenin karşısında pabuç kadar olabilen dilimiz el oğlu karşısında dut yemiş bülbüle dönebiliyordu.</div><div>İçimde atamadığım bir yenilmişlik duygusu, bakışlarında ağır tahrik suçu vardı.</div>lijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6523262701722157365.post-82340208947143687612011-10-21T06:19:00.000-07:002011-10-21T06:43:26.880-07:00Zarar Ziyan<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgrUwF50cUwwV7idan1dbwh8D-KXdUqqeQJyi3RxdVehQPclwD3IDSi1SRl7HRPg-dKMxlDSHxdCEFPB3qw3yNlA1aQRgKb7Iq8hfMMut3cwsUtNhDS94O-0oVzyNioiYd9VbUifWugBt62/s1600/tumblr_lkfu0hMC451qf80m9o1_500.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 278px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgrUwF50cUwwV7idan1dbwh8D-KXdUqqeQJyi3RxdVehQPclwD3IDSi1SRl7HRPg-dKMxlDSHxdCEFPB3qw3yNlA1aQRgKb7Iq8hfMMut3cwsUtNhDS94O-0oVzyNioiYd9VbUifWugBt62/s400/tumblr_lkfu0hMC451qf80m9o1_500.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5665934649137981778" /></a>Kötü bir rüyadan yeni uyanmış gibiyim. Sana anlatmam lazım. Ve sen herkesin herkese söylediği teselli sözlerini söylemelisin ki anlamalıyım ne kadar başkalarına benzediğimizi. Farkımız yok aslında kimseden.<div><br /><div>İnsanın sıradan ve basit olduğunu anlaması lazım bana bunu hatırlatman lazım. Bir ben değilim akıllı olan. Bir ben değilim yalnız olan. Bir ben değilim mutsuz olan.</div><div><br /></div><div>Aslında sana çok uzun bir mektup yazacaktım teknolojiye ayıp olmasın diye kısa mesaj attım. Umarım anlarsın.</div><div><br /></div><div>Bir hayat yaşadım içinde yalan yoktu. Hiç kimseye kendimi olduğumdan farklı göstermeye çalışmadım. Sırf bu yüzden kaybettiğim oldu. Kaybetmek kolaydır kazanmaktan. Neresinden baksan zarar, ziyan.</div><div><br /></div><div>Olayları büyütmüşüm kendimi üzmüşüm. İhtimaller üzerine de yaşanmaz ki ama yine de tahammül edilebilir bir yaşam benimki. Ben bir başkası olsaydım daha iyi yaşardım.</div><div><br /></div><div>Bazen o kadar üzüldüm ki üzülmeyi bırakıp bir yere gidemedim. Tam olarak hatırlamamakla birlikte hayatımın bir döneminde dondum kaldım, durdum baktım hayatıma. Ben dursam hayat durmuyor seni beklemiyor. Hayatım akıp duruyordu, geçip gidiyordu gözlerimin önünden. Zamanla yaşadıklarım bir filme dönüştü ama kimse izlemeye gelmedi. </div><div><br /></div><div>Ya hızlı yaşadım önüne geçtim hayatın ya da yavaşladım gerisinde kaldım hayatımın. Adımlarımı bir türlü kendi hayatımın adımlarına denk getiremedim. </div><div><br /></div><div>Tek bir şey öğrendim:</div><div><br /></div><div>Bu hayattan kimse sağ çıkamayacak.</div><div><br /></div></div>lijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6523262701722157365.post-57552234658348394622011-10-04T05:55:00.000-07:002011-10-04T06:37:47.482-07:00Bir Garip Şahıs<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEinTUiqeCrmxlULekBVDSgrXK98NnZtvt1bqvONQTIn6j2Uf9VXAgNJOYPrgJBhwl3bmvH5zE0FtINM6w2h-j1HusSG1f1dhInDNyD7uodu5B-XpklJAbhxZSuQasoIfuE64Ks7rutd2kYN/s1600/tumblr_ls681zDcUM1qdx0gyo1_500.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 265px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEinTUiqeCrmxlULekBVDSgrXK98NnZtvt1bqvONQTIn6j2Uf9VXAgNJOYPrgJBhwl3bmvH5zE0FtINM6w2h-j1HusSG1f1dhInDNyD7uodu5B-XpklJAbhxZSuQasoIfuE64Ks7rutd2kYN/s400/tumblr_ls681zDcUM1qdx0gyo1_500.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5659619830656248402" border="0" /></a>Yirmili yaşlarının başında biraz çılgın, biraz marjinal biraz sıradışı olmayı çok istemişti ama hayat çılgınlık yapmasına fırsat vermedi. Bazı sorumlulukları, ailevi yükümlülükleri, hayatın verdiği tamamlaması gereken ödevleri vardı. Sorumluluklarını yerine getirirse, ödevler de biterse belki çılgınlık yapmaya sıra gelirdi. Belki çılgın bir insan olamadı ama zamanla kafası karışık, dalgın bir insan haline geldi.<br /><br />Kafası dalgın insanları severim. Kurnaz olmazlar. Sürekli kafalarını meşgul edecek bir düşünce olduğu için başkalarıyla ilgili kötü düşünceleri olmaz genellikle. Başkalarını değil düşüne düşüne kendi kendilerine ederler.<br /><br />Ruh sağlığı açısından hayatından çıkarmak istediği insanlar vardı. Diyet yaptığı günlerdeki gibi çaya attığı şekeri hayatından çıkardığı kadar kolay değildi bu.<br /><br />Okuması gereken kitapları, kaçan bir gençliği ve yetişmesi gerektiği bir hayatı vardı önünde. Şimdiye kadar okumadığı kitapları okursa hayatı anlayabilir miydi? Ya da hayatı anlamak için kaç kitap okumalı, kaç şehire gitmeli, kaç film izlemeli hangi müzikleri dinlemeliydi? Biraz da hayat onu anlasaydı?<br /><br />Bir cümle içinde modası geçmiş bir osmanlıca kelime nasıl ingilizceden dilimize geçmiş bir sözcük yanında aykırı duruyorsa; işte aynen öyle geçmişten günümüze gelmiş bir masal kahramanı gibi biraz tuhaf duruyordu. Dünya içinde bir garip şahıstı yalnızca.<br /><br />Karanlık, soğuk, adını bilmediği bir sokak ortasında kaybettiği çocukluğunu. Ne zaman yolu adını bilmediği bir kenar mahallenin, adını bilmediği bir sokağın, adını bilmediği insanların yaşadığı tek katlı bahçeli bir evin kapısının önüne düşse, çocukluğu sanki kendisine o kapıdan çıkarak koşuverecekmiş gibi gelirdi.<br /><br />Kalbi temiz insanlara, kafası karışıklara, başkalarını düşünmekten kendisini unutanlara, yaşamaya geç kalanlara, modası geçmiş insanlara, bir fırsat verilseydi, bir tiyatronun oyuncuları gibi birbirlerini bulsalardı, toplansalardı rolleri içi çalışsalardı, repliklerini ezberleselerdi, beğenmedikleri rolleri değiştirebilselerdi...Olmazdı ama düşünmesi bile güzeldi.<br /><br />Dünya hızla değişiyor. Teknoloji korkunç şekilde gelişiyor. Eski alışkanlıklarımız birer birer yitiriyoruz. Artık mektup yazmıyor, telefon edebilmek için cebimizde jeton taşımıyoruz. Bu değişime gönül aşina değil, aşina olmadığı şeye gönül razı değil.<br /><br />Kafasının dağınıklığından, düşüncelerinden, insanların ona yaşattıklarından, hatalarından, pişmanlıklarından, keşkelerinden, ters dönen bir böcek gibi kendi varlığı altında, kendi düşünceleri içinde debelenip duruyordu. Çaresiz.lijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-6523262701722157365.post-77287500285000933812011-09-30T04:47:00.000-07:002011-09-30T05:38:31.040-07:00<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhM3kk1-qUvs83qk39daiUD3OQ5ia_nNp6dgbNcY9SMyJmwD1zUfBnfRpHLYIZWfjEcsPppO9Km_nVmFSpJ7fF-jh2GqS_PsP7dqz96T3eHXJmE7YT6SLsnKVs61IPZWOKCR6Ascsn55H9t/s1600/resim004.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhM3kk1-qUvs83qk39daiUD3OQ5ia_nNp6dgbNcY9SMyJmwD1zUfBnfRpHLYIZWfjEcsPppO9Km_nVmFSpJ7fF-jh2GqS_PsP7dqz96T3eHXJmE7YT6SLsnKVs61IPZWOKCR6Ascsn55H9t/s400/resim004.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5658118083581328754" border="0" /></a>Hayal kurmayı kendime çok gören bir yaşa geldim. Üstelik her şeyi unutmak istiyordum. Unuttum demek bile unuttuğun şeyi yeniden hatırlamak anlamına geldiği için sanki bir kısır döngünün içindeydim, dünya dar geliyordu, içim içime sığmıyordu, dünya dönüyordu, tüm yaşantımı değiştirecek bir mucize bekliyordum. Yaşantım değişmedi, beklediğim mucize gerçekleşmedi. Hayat, beklediğin şeyin beklediğin zamanda gelmemesidir.<br /><br />Her şeyi birden yaşamak istiyorduk. Oysa daha çiçek bakmayı bile bilmiyorken, bir çiçeği canlı tutamazken; soluyorlardı kimisi yaprak döküyordu yavaş yavaş ölüyordu evimdeki çiçekler. Ne var ki bazı çiçekler beni sevmişti yeni yaprak bile açmıştı. Beni anlıyorlardı. Neyin var kızım Ebru dediklerini duyar gibi oluyordum ama bu benim iç sesimdi sanırım. Düşüncelerin karıştığı yerde seslerde birbirine karışıyordu.<br />-Bu çiçeği yanlış yere koymuşsun bunlar güneş sevmez ki, diyordu komşu teyze. Kocası geçen yıl ölmüştü çiçeklerden anladığı için mi bilemiyorum apartmanda anlaştığım tek insandı.<br />Çiçekler gibi insanları da tanıyamıyordum. Çiçekleri tanımak insanları tanımaktan çok kolay. Ama insanlar çiçeklere benzemez, güneşe de koysa gölgeye de koysan suyunuda versen kimisi memnun olmaz.<br /><br />Ne kadar yazarsam yazayım insanın anlatmak istediği şey hep biraz eksik kalıyor, bir yerden sonra kelimeler yetmiyor. Savaştan çıkmış bir neslin torunları olarak kıtlık günlerinden kalma bir alışkanlıkla annelerimiz benim kuşağıma gereğinden fazla ekmek yedirmesyedi belki daha yaratıcı olurduk. Aşklarımızı içimizde büyütüp içimizde yaşamazdık. Kimbilir.<br /><br />Bizim kalbimiz kırık değil. Kırık şey çalışmaz. Daha çok kılıç yarasına benziyor bizim acılarımız, yara kapansa da izi kalıyor; bir savaşçının vücudu gibi kalbizimiz çiziklerden geçilmiyor.<br /><br />Şimdi bana yeni bir hayat verseler, yeniden sev deseler, sevemem. Sevmelerden yorulduk. Su akar yolunu bulurmuş, su kadar olamadık yolumuzu bulamadık, berrak kalamadık, olduğumuz yerde kaldık, bulandık.<br /><br />Bir yaşantı verilmiş sana: yaşayacaksın! Basittir yaşamak karışık olan insanlar. Tüm hayatımı bir cümleye sığdırabilirim:<br />"Doğduğu gün belli, öleceği gün bilinmiyor."<br /><br />Başı sonu belli bir hayat, yalnız ortası biraz karışık.lijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-6523262701722157365.post-67353366537437343832011-09-26T04:30:00.000-07:002011-09-26T05:34:14.706-07:00Yabancı<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0SMF0OXUJ73-wh8nehSU3Iavp548zPg_MghyTOVcB3hF9OCUCy9MEAOrtGLEONeZI6phQU1xsw6tSxhRRdz7AdqZv9vDI0PK2A0PA-XS2TTfuGQ_y3ITpais__-iZi00bnBICnF5VprBC/s1600/tumblr_lrn6auAYlv1r2bvbpo1_500.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 380px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0SMF0OXUJ73-wh8nehSU3Iavp548zPg_MghyTOVcB3hF9OCUCy9MEAOrtGLEONeZI6phQU1xsw6tSxhRRdz7AdqZv9vDI0PK2A0PA-XS2TTfuGQ_y3ITpais__-iZi00bnBICnF5VprBC/s400/tumblr_lrn6auAYlv1r2bvbpo1_500.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5656629241021917234" border="0" /></a>Salonda oturuyorlardı, yaz geçmişti, mevsimlerden sonbahardı.<br />-Bir kahve yap, uykumuz kaçsın. Oturalım sabaha kadar, dedi yabancı.<br />-Kahve benim uykumu kaçırmıyor ama zihnimi açıyor, kahve içtikten sonra tuhaf şeyler düşündüğüm oluyor o yüzden kimseyle konuşamıyorum. Konuşunca ben de bir tuhaflık olduğunu anlıyorlar artık kimseyle konuşamıyorum.<br />-Bana anlat. Hiç yargılamadan dinlerim.<br />-Senin gibi bir yabancıya tüm hayatımı neden anlatayım ki? dedi kadın.<br />-İnsan bazen tüm hayatını hiç tanımadığı birisine anlatmak ister. Çünkü tanıdıklarından ümidini keser. Giderek içine kapanır, yalnızlaşır.<br /><br />Bir hayatın gerçeği var bir de kalbin gerçeği. Kadın ikisini birbirine karıştırdığı günden beri mutsuzdu. Hiç tanımadığı biriyle salonun ortasında oturuyordu. O da beni tanımıyor ne güzel tanısa sevmezdi beni, bir yerden sonra insan sevilmek istiyor, sevildiğini görmek istiyor, açıklama yapmadan anlaşılmak istiyor bir yerden sonra insan çok şey istiyor olmayınca tüm isteklerinden vazgeçiyor<br />Her vazgeçen bir kaybedendir. Kadın hayattan payına düşeni aldığından beri kaybedenleri oynuyordu. Kaybetmek kazanmaktan kolay olduğu için zor olmuyor yalnız duyguları birbirine karıştırmaya başlamıştı öfkeyle üzüntüyü, acımayla sevgiyi karıştırır olmuştu. İnsan geriye dönüp baktığında nedense genellikle acıları anımsıyor bir kitabın altını çizer gibi acıların altını çiziyor çünkü yaşadığımız acılar mutluluktan uzun sürüyor açılan bir yaranın bir günde iyileşmemesi gibi bir şeydi bu.<br />-Bu konuşmazlarımızı yazacak mısın? yazacaksın belli elinden kağıt kalem düşmüyor bari basit yaz biz de anlayalım, dedi yabancı.<br />-Roman yazacak kadar yaşadım. Tanıdığım ilk erkekle evlendim. Hayatımla ilgili pişmanlık duyacağım yaşı çoktan geçtim o yüzden bu kadar rahat konuşabiliyorum. Hayatı bir film seyreder gibi izledim. Hayata katılasaydım her şey başka türlü olurdu. Başkaları gibi karar almaktan karar vermekten hep korktum o yüzden benim adıma kararları hep başkaları verdi. Eş dost çocukları başarıdan başarıya koşmaya başladılar iş buldular, kariyer yaptılar, iş kurdular, ev aldılar, ev sattılar, tatile çıktılar tatilden döndüler, bunları övünerek anlattılar neylersin övünmek bir ihtiyaç galiba. Ama ben övünen insanlardan hep nefret ettim belki de övünecek bir yaşantım yoktu. Unutulan bir nesne gibi ben bıraktıkları yerde öylece duruyordum. Konuştukça anlatmak istediğim asıl meseleden uzaklaştığımı fark ediyordum. Üzüldüğüm zaman sustum, sevindiğim zaman sustum; böyle zamanlarda anlaşılmayı daha çok istiyor insan. Ben konuşmazsam beni nasıl anlayacaklardı? Böyle önemsiz sorunlarım vardı. Önemli bir insan olmayı istiyordum içten içe. Bugün durgunsun neyin var canım, diyen birine ihtiyacım vardı ben de ona hiçbir şeyim yok demeliydim ki bir şeyin olduğunu anlasın. Böyle sahte diyaloglara girebilmeliydi ara sıra insan.<br />Bir takım insanları sevmiyordum. Bir takım insanlar mutluluğumuzu kıskanırlar, giderek çoğalıyorlar mutsuzluklardan besleniyorlar, hata arıyorlar bir gün karşına çıkarmak üzere saklıyorlar genellikle akraba ve arkadaşlar arasından çıkıyorlar en önemli özellikleri kendilerini belli etmezler karda yürüyüp izini belli etmeyen cinsinden olurlar, dost gibi yaklaşırlar hayatına girerler hayatından çıkarlar. Ben hep bulunduğum noktada olduğum için beni bulmaları zor olmuyordu ama bir yerden sonra benim hayatım onların ilgisini çekmemeye başladı. Hayata karşı pasif olduğumu daha önce söylemiştim günümüz insanı tekdüzelikten hoşlanmıyor dedikodu yapacak bol malzemeli hayatları merak ediyor.<br />Düşünüyormuş gibi yapıyordum beynimin içi işe yaramaz fikirlerle dolu ve hiç biri beni kurtarmaya yetmiyordu.lijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-6523262701722157365.post-21780430209089439862011-09-21T23:38:00.000-07:002011-09-22T00:12:49.684-07:00Bir Güzeli Bir Kötüye Vermişler<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiInVUmfBbN7gInaLYzUb5M0yQZdA_3cpiu1v2BUuBVdHRxOaIXvC0VAQM2VDhnjSXobvS86SzC24clzmpaczPaEfvSP9AYdc5HzLPX7WnJCGNiDYUgGoED1-j-fwQ0jsURyaUc2SIniWKg/s1600/tumblr_lrt2kx24jP1qdx0gyo1_400.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 279px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiInVUmfBbN7gInaLYzUb5M0yQZdA_3cpiu1v2BUuBVdHRxOaIXvC0VAQM2VDhnjSXobvS86SzC24clzmpaczPaEfvSP9AYdc5HzLPX7WnJCGNiDYUgGoED1-j-fwQ0jsURyaUc2SIniWKg/s400/tumblr_lrt2kx24jP1qdx0gyo1_400.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5655069605260442114" /></a>Bir güzeli bir kötüye vermişler. Neylersin dünya kötülerin. İyilerin bilmiyorlar değerini. Kötü adamların yanında hep güzel kadınlar vardı, bakıp biraz sevap kazanmak için.<div>Kalabalık, bir düğün yapılır, çok altın takılır. Bütün gözler gelinin üstünde güzel mi çirkin mi önce ona bakılır. Bülbülüm altın kafeste. Zihninde bir hayal kuruyorsun, bir kuşun özgürlüğe uçtuğunu görüyorsun.</div><div>Ve bazı kadınlar daha doğarken ihmal edilmiş, güzelliği sermaye edilmiş.</div><div>Bilmediğin şehirlerde, bilmediğin insanlar arasında gün gelir kızlık soyadını unutursun, bohçanda hayallerin.</div><div>Nerede ne zaman ne söylenmesi gerektiğini ne zaman güleceğini ne zaman susacağını bir yeni gelin her zaman bilmeli ama şaşırıyor insan. Çünkü burada hiçbir şeyi affetmiyorlar.</div><div>Hayat bazı oyunlar oynar insana siyah beyaz Türk filmi tadında. Tüm gücümüzle ayakta durmalıyız çünkü düşeni kaldırmıyorlar bu oyunda.</div><div>Kadın cevabı içinde saklı bir sorudur salında bilmezler. Bazı kadınlar kaybettikçe zenginleşir. </div><div>Büyüdükçe hayat zorlaşıyor, içimiz bulanıyor. Ne yapsak boşuna anneciğim senin öğrettiğin doğrular bizi mutlu etmiyor mutluluktan geçtik huzuru bulabilsek o da yeter bize.</div><div>Yaz henüz bitmemiş, ilk çocuğa gebe değildi, hayallerini yitirmemiş, sigaraya da başlamamıştı, önemsiz şeylere takılıp kalmazdı, insanların aklından korkunç şeyler geçtiğini de o zamanlar bilmezdi.</div><div>Hava karardı ışığı yakmayı unutmuştu radyoda bir Neşet Ertaş türküsü çalmaya başladı: cahildim dünyanın rengine kandım...</div>lijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6523262701722157365.post-45950754237544490652011-09-17T22:45:00.000-07:002011-09-17T22:58:52.615-07:00Korkuyorum<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgCinmXKzoRTCvzE47Uaws0-3t3NUZi95l5_XQh2T7IfgihOoSq6TgElTj1Gpor5rj8ql-CkiqWGxS1mm3PogE0do02EymfQ5zXfxxNTq2QVkgqZACOGXgPVoj5M05FnxH5gHtsEW7CaZhv/s1600/tumblr_lrh9a5xeE11r0z2lwo1_500.png" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 266px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgCinmXKzoRTCvzE47Uaws0-3t3NUZi95l5_XQh2T7IfgihOoSq6TgElTj1Gpor5rj8ql-CkiqWGxS1mm3PogE0do02EymfQ5zXfxxNTq2QVkgqZACOGXgPVoj5M05FnxH5gHtsEW7CaZhv/s400/tumblr_lrh9a5xeE11r0z2lwo1_500.png" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5653571682562699490" /></a>Korkuyorum.<div>Seni değiştiren dünyadan, başkalarına inanmandan, bir başka kadını sevmek için bulduğun nedenlerden, başını alıp gitmenden, geçen zamandan, kullanıldıkça anlamını yitiren sözcüklerden, seni benden başka bir yöne yönelten şeylerden, beylik laflar etmekten, tutamayacağım sözler vermekten, aynaya bakmaktan yüzümdeki hüznü görmekten, söyleyemediklerimizden, davranışlarından anlam çıkarmaktan bu yüzden seni yanlış anlamaktan, kendimden, mesafelerden, tüm pazartesilerden, otobüs içindeki sinirli teyzelerden, başdöndürücü bir hızla gelişen teknolojiden, çağın gerisinde kalmaktan, oyunlardan, yeterince yaşamamış olmaktan, hata yapmaktan, umutlarımı harcamış olmaktan, hayallerimi kaybedip onları bulamamaktan, yalnız kalmaktan yalnızlığa alışmaktan, her şeyden, hiçbir şeyden, kısacası korkuyorum senden.</div>lijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6523262701722157365.post-51854189422322121342011-09-16T22:05:00.000-07:002011-09-16T22:57:53.709-07:00Yirmibirinci Yüzyılda Ölmek<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-diAr7eYk4FoTxNhtjp1J7Rc41iIS5Q5FFncTCtP00lPeUaGD_fz8mO6cx9NnHsBdNH37D597t8hp-ZPtW9cLaTiHNtw0Rz4Iyr4dIHvuvhUan2TprRgH4es5t3eBO6sj79IpWfQ1SBsl/s1600/tumblr_lralel5FI11qaynb1o1_500.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 311px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-diAr7eYk4FoTxNhtjp1J7Rc41iIS5Q5FFncTCtP00lPeUaGD_fz8mO6cx9NnHsBdNH37D597t8hp-ZPtW9cLaTiHNtw0Rz4Iyr4dIHvuvhUan2TprRgH4es5t3eBO6sj79IpWfQ1SBsl/s400/tumblr_lralel5FI11qaynb1o1_500.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5653190248152599122" /></a>Farklı mı doğdum, insanlar mı beni bu hale getirdi, çok okumaktan mı oldu, farklı olmak için mi çalıştım, ben sıradandım da benim çevremdekiler mi farklıydı, yoksa hayatı mı farklı algılıyordum da her şey olması gerektiği gibiydi? bilemiyorum. Bilmediğim ne çok şey var.<div>Sadece diğerlerinden farklı olduğun, farklı davrandığın ve farklı şeyler söylediğin için bile seni acımasızca eleştirirler. Canını yakarlar.</div><div><br /></div><div>Şimdi kötü fikirlerle dolu kafamın içi, yasaklasalar keşke beni. Onlara kötü bir şey yapmak istedim. Kendimi öldüreyim de üzülsünler, kahırlarından ölsünler bana yaptıklarına pişman olsunlar istedim. Sonra düşündüm yirmibirinci yüzyılda ayrılık acısı çabuk unutulur. İnsan kendini avutacak birini bulur. Belki kimseler üzülmez öldüğümle kalırım. Çabuk unutulurum. Ne de olsa üzüntüler geçicidir, ölüm kalıcı. Sonra niye öldürcekmişim kendimi? Nerde bende kendini öldürecek o cesaret. Her ne kadar yüksek bir binanın son katından kendini boşluğa bırakma fikri cazip gözükse bile korkağın tekiydim bu kadarını yapamazdım bilirdim. Hepinizden özür dilerim. Keşke biriniz öldürse beni. </div><div><br /></div><div>Ayrılık acısı yirmibirinci yüzyılda tüm çağlardan daha kısa sürer.</div><div><br /></div><div>Öfkeyle oynanan hep kaybettiren bir iskambil kağıdıyım ben. Erken kaybediyorum, tuttunamıyorum, ölemiyorum.</div><div><br /></div><div>Yalnızsanız insanlardan fazla anlayış bekliyorsunuz demektir. İnsanlar neden söz ettiğinizi anlarlar sanıyorsunuz. Hayır anlamazlar. Kan kaybeden bir hasta gibi kelime kaybediyorum. Boyuna tükeniyor kelimeler, anlatacak çok şey var, dilimin ucuna geliyor söyleyemiyorum.</div><div><br /></div><div>Hiçbir şeyi kaçırmamak için her yerde olmaya çalıştım; her yerde olmak hiçbir yerde olmaktır. Kendimi defalarca buldum, defalarca kaybettim.</div><div><br /></div><div>Onsekiz yaşımdayken hayallerle yaşabileceğimi düşündüm. Şimdi anlıyorum ki insan hayalkırıklığıyla yaşamasını öğrenmeli önce.</div><div><br /></div><div><br /></div>lijepa djevojkaahttp://www.blogger.com/profile/01055165051448366024noreply@blogger.com2