18 Nisan 2011 Pazartesi

Dışarıda Korkunç Bir Yalnızlık Var



Dışarıda korkunç bir yalnızlık var evin içinde yağmur. Yazı yazmak için günün en güzel saati bunlar.


Gene kitap alıyorum. Haftada bir kitap çok değil bazen iki üç olduğu oluyor. Ne kadar çok okuyorsun, diyor. Ben çok okumuyorum çevremdekiler hiç okumuyor onun için çok okuyormuşum gibi duruyor, diyorum. Bu kadar çok okumak iyi değil, diyor. Sen okumadan nasıl yaşıyorsun, diyorum. Susuyor!


Sabah biraz vaktim var twitter'ı açıyorum. Mesaj kutusuna uzun zamandır bakmamışım biri mesaj atmış: seni tanımak isterim. Ve kelimeler arasında hiç boşluk bırakmamış birleşik yazmış. Bir insanı tanımak bu kadar kolay mı? Popülizmin gözünü seveyim bir mesajla bir insanı tanıyacağını sanırsın. Oysa bir ömür bir mesaj kutusuna sığar mı.


Bir şarkı çalıyor aşk acısından bahsediyor. Her şey zamanında güzel. Artık aşk acısı çekmek için çok geç istesem de olmaz.


İçimde rolünü iyi ezberleyememiş bir oyuncu tedirginliği beni sarıyor. Bu his hiç peşimi bırakmıyor. İyi bir anne, iyi bir eş, iyi bir evlat, iyi bir arkadaş-dost, iyi bir vatandaş olmak istemişimde bir türlü olamamışım gibi.



Ne olur beni diğer insanlara benzetme biraz sen olayım kendimden kaçayım!

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Cok guzel... cok guzel...

Adsız dedi ki...

Ne kadar da guzel bir icgoru var, ne kadar de keskin elestiri, ne kadar da durust oz analiz var bu mektupta... ;-)