11 Mart 2011 Cuma

Herkes Korkar Biraz Geçmişinden

Geçer sandığım şeyler geçmeyince...
Unuttuğum dediğim andan itibaren yeniden hatırladıklarım...
Vazgeçip, vazgeçmekten vazgeçtiklerim...
Hatıralar arkamdan kovalayacak beni, bir çocuk gibi inanırım buna ben.
O çok sevdiğim şarkı da çalmaz oldu artık radyoda ve en sevdiğim film çok oldu gösterimden kaldıralı ne kötü.
Yazık değil mi bana? Bazı şeyler var ki hiç anlatılmıyor, yazılmıyor, çizilmiyor,söylenmiyor hadi ben susayım da sen anla, anla anlayabilirsen otuzunda bir kadın. Hem ne biçim bir istek bu ne zaman vazgeçeceğiz isteklerimizden, bir gün mutlu olmayı öğrenince ben geçecek ve susacak içimdeki yabancı kadın, bugünlerde hiç susmuyor çünkü, hadi kalk beni gezmeye götür diyor, şehrin sokaklarında yürüyelim, dilimizde bir türkü olsun yüzümüzde tebessüm...

Bugünlerde sık yaptığımız şey yeni açılan alışveriş merkezlerine gitmek ve para harcamak indirimler kandırıyor mu yoksa bizi ihtiyacın olmasa da satın almak biz modern insanlar ne kadar zavallıyız ve bunun bile farkında değiliz ve yeni çağ insanının artık sürekli sorunları var ama sorun bende değil sende diye eklerler cümlelerine ve herkes birbirini suçlar ve sen gitmek istersin onlardan değilsin onlar gibi olmak istemezsin bu böyledir kimse hatayı kendinde aramıyor; Bukowski der ki insan yaşadığı anın şikayetçisidir.

Bir çıkış yolu olmalı yamurlu bir günde sırılsıklam olmuşken ve yürümekten yorulduğunda tam da vazgeçtiğinde aramaktan biri gelip şöyle derse pardon sizi birine benzettim ve o zaman şöyle derdim mühim değil ben hep birilerine benzetildim esas kadın ben değilim. Ve bir gün güneş açtığında anlayacaklar kimselere benzemediğimi ve bazı şeyleri anlamakta ne kadar gecikiyoruz iş işten geçmiş oluyor ve insan belki treni kaçırınca anlıyor geç kaldığını işte o zaman kafasına dank ediyor bu kafanın kırılması mı lazım illa illa ki bu kafa kırılacak içindekiler tam önüne dökülecek ve göreceksin ne var ne yok hesaplaşma vakti gelmiştir gelipte geçmiştir. Kafayı yarmadan anlayan varsa beri gelsin öpücem.

Hiç beklemediğin bir anda çıkar karşına çıkar yaşantının esas kadını ya da adamı aslında genel olarak insan diyelim biz ona. İnsan nevrotik bir hayvandır ama konumuz bu değil.
Ve onu ilk gördüğünde hayatında çok önemli bir yer tutacağını anlarsın ve o henüz bilmiyordur bunu belki koyu kahve gözleri vardı beyninin kıvrımlarında dolaştı hani kafayı yardığında düştü önüne basıp da gidemedin. Hiç kimse hiç bir yere gitmesin ben ki henüz söylenecek sözlerimi söylemedim henüz koymadım bir cümlenin içine tüm hayatımı. Ben ki hep kendi kendimle çeliştim sığdıramadım bir hayatın içine benliğimi sabrım da kalmadı artık.

Hiç yorum yok: