25 Mayıs 2011 Çarşamba

Yaşıyorum



Hayattan sana kalan kırıntılar var aslında. (Evet bu tarz girişler sıkıyor artık. Neylersiniz ki yaşam bir mücadele; benim gibi zavallıların payına düşen kırıntılar arasından yazmaya değer bir şeyler bulmak.)


Bugün kısa yazacağım. Aslında canım hiç yazmak istemiyor ama kendime söz vermiştim düzenli olarak her gün yazacağıma dair. Ne yazık ki her gün yazmaya değer şeyler yaşamıyor insan; doğal olarak yazdıklarımın da değersiz oluşunu da eklersek insanın canı bazen yazmak istemeyebiliyor.


Yazmadığım zamanlar yaşıyorum. Fırsat buldukça yeni yerler keşfetmeye çalışıyorum. Bu arada Şirince'ye gittim. İlk defa gittiğim için mi bilemiyorum bu küçük köy beni çok heyecanlandırdı. Buradan Sevan Nişanyan'a teşekkür etmek isterim çünkü sayesinde Şirince'den haberim oldu. Hatta yukarıya kendi çektiğim bir Şirince fotoğrafı koydum.


Bugünlerde konuşmaktan çok susmak istiyorum; uykularım da düzene girdi. Sanırım kendimi hayatın doğal akışına bıraktım. Bu da biz ölümlüler için fena sayılmaz. Sorarsanız nasıl olduğumu (belki sormak istemiyorsunuz merak da etmiyorsunuz muhtemelen ama ben gene de söyleyeyim) bir yanım bahar çiçek; bir yanım yaprak döküyor.


Belki yarın bir şeyler yazarsam paylaşırım şimdilik bu kadar.

3 yorum:

Eleştirel Günlük dedi ki...

Ne guzel gorunuyor. Ben orda yasamak istiyorum. Yasamim da o koy kadar sade ve guzel olur mu ki acaba?

lijepa djevojkaa dedi ki...

Eleştirel günlük orada butik oteller var insan en azından birkaç gün kalmak istiyor. Ben iki üç saat gezdim yetmedi tabii.Yaşamımda o köy kadar güzel olur mu diyorsan belki kendi kafesimizden de kurtulabilirsek neden olmasın...

Adsız dedi ki...

kontrol etmeniz gerekir:)