4 Mayıs 2011 Çarşamba

Yaşamaya Başlamak









Düşünmesem, üzülmesem, sevmesem, diyorum. Ama bir denge var doğada. Sen bir dengesin sevmelisin, vazgeçmemelisin. Ah ne zor bir insanın kendini ifade edebilmesi. Kısa cümlelerde buluyorum benliğimi; cümle çabucak bittiğinden gene kaybediyorsun kendini.


Güzel bir söz söylemeliyim, güzel bir film seyretmeliyim, güzel bir resme bakmalıyım, güzel bir müzik dinlemeliyim. Yalnız kalmalıyım.


Söyleyecek sözüm yok sanki tüm kelimeler tükendi. Tüm hayatımı kalın bir romanın satırlarına yerleştirip satır aralarında bulmalıyım kendimi.


Uykularım yarım. Düzensiz bir hayat. Evli olmama rağmen ve her şeye rağmen. Düzeni sevmiyorum her gün aynı saatte yatmak ve her gün aynı saatte kalkmak. Herkesin okuduğu kitapları okumak, popüler şeylerden bahsetmek, herkesin aldığı gazeteden almak bana göre değil. O yüzden senin okuduğun gazate sadece üç tane geliyor bayiye. Benden başka iki kişi daha okuyor. Bir an merak ediyorum onları, kimdir neyin nesidir?..sonra vazgeçiyorum. Umrumda mı?




Önyargısızım hayata karşı. Şikayet ettiğim bir şey yok kendimden başka. Kitlemin ağırlığını hissedebiliyorum beynimin kıvrımlarımda. İşte kitlem her zaman benimle ellerim ayaklarım tenim derim saçlarım hep benimle. Ben ruhumu arıyorum. Kendim olabilirim böylece.


Çoktan vazgeçtim herkese benzemeye çalışmaktan. Çelişkilerimi sevdim tereddütlerimi sevdim gizli düşüncelerimi sevdim umutlarımı sevdim hüzünlerimi sevdim küçük mutluluklarımı sevdim kavgamı sevdim.


Umarsızım. Herşey olduğu gibidir. Karşında duran eşyalar bile olması gerektiği gibi.


Otuz yaş bile yaşamaya başlamak için geç değildir.

2 yorum:

Bülent Taşdemir dedi ki...

İnsanın kendisinden şikayet etmesi illaki kendisi odaklı tüm sistemden şikayetçi olması demektir.Fakat ilginç yanı şikayet makamı da yine kendisi olunca,al sana kısır döngü..!Sağ lop sol lop arası git gel,olmadı sil baştan yine başa gel. :)

Adsız dedi ki...

Söyleyecek sözüm yok sanki tüm kelimeler tükendi.

Ben de benzeri seyler yasiyorum..