18 Mayıs 2011 Çarşamba

Canına Yandığımın Dünyası

İçimde kötü bir his var. Aslına bakarsanız bu his kolay kolay peşimi bırakmaz. Ben bunu küçükken Kemalettin Tuğcu'nun tüm kitaplarını hem de bir kaç kez okumuş olmama bağlıyorum. Çoğu zaman mutlu değildim ama mutluymuş gibi yapmasını çok iyi bilirdim. Belki bugün çok mutluymuşum da huzurluymuşum da keyfim yerindeymiş de param da çokmuş da hiç derdim de yokmuş gibi davranırdım.
Güneş doğmak üzere tam da seher vaktinde balkona çıkıyorum. Bir sigara yakıyorum. Balkonun sokağa bakması ne güzel. Güzel şeyler de var hayatta bakmasını bilene. Kimsesiz bir köpek geçiyor tam şu anda ve tam da karşımda iki apartman inşaatı var. Birazdan inşaat işçileri gelecek. İçlerinden bazılarının sesi çok güzel anlamadığım bir türkü söylüyorlar onları dinlemeyi seviyorum. Bu türkünün Kürtçe olduğunu tahmin ediyorum. İnsan böyle güzel bir şeyi nasıl senelerce yasaklar diye düşünüyorum, anlamıyorum anlamadığım daha pek çok şey var. Belki anlayabilsem bu kadar düşünmem bu kadar düşünmese insan daha çok mutlu olur kesinlikle.
Bu türküler bana Mersin'i hatırlatıyor. Şimdi Mersin'den ne kadar uzaktayım. S. ile birlikte tatil için Mersin'e S.'nin bir dostunun evine gitmiştik. Ev sahil kenarındaydı. Bu evin çok yakınında bir kafe vardı. Kafe seçimlerini S. hep bana bırakırdı. Bahçesi çok hoş ama lüks olmayan burayı çok sevmiştim. Yaşlı bir adam burayı işletiyordu. Yaşlı adamın esmer çok sevimli sanırım iki ya da üç oğlu vardı. Kendi aralarında Kürtçe bizim yanımızda ve bizimle Türkçe konuşuyorlardı. Bu kafede sık sık Kürtçe türküler çalıyordu. ilk defa Kürtçe müzik dinliyordum anlamasam bile kulağıma çok hoş geliyordu. İlk gün yaşlı adamın oğlu ne istediğimizi sordu biz de çay, dedik. Sonra genç adam bana döndü ve abla kaçak mı normal mi içersin diye, sordu. Bu soruyu S.'ye değil de bana sorması ilgimi çekti. Ama S. oldukça esmerdi onun kaçak çay içtiğini düşünmüştür herhalde bilemiyorum ama bu soru hoşuma gitti. Normal olsun, dedim. Tatil süresince o kafeye hem de her gün uğruyor bir çay içiyorduk. Yaşlı adamı ve oğullarını sevmiştim. Her güzel şey gibi bu tatilde çok çabuk bitmişti. Tatil bitip eve döndüğümüzden sanırım bir kaç hafta sonra televizyonda İbrahim Tatlıses Kürtçe bir türkü söylüyordu S. ve ben birbirimize bakıp gülüştük çünkü bu türküyü kafede her gün dinlediğimizden mütevellit farkında olmadan ezberlemiştik. Bağıra bağıra söylemiştik.
Balkondan mutfağa giriyorum Adıyaman'dan arkadaşımın gönderdiği kaçak çayla marketten aldığım çayı karıştırıp bir çay demliyorum. Aç karnına sigara ve çay midemi bulandırıyor. Annem yanımda olsa asla böyle bir şeye müsaade etmezdi. Annem her zaman insanın bedenine iyi bakmasını söyler.
Evimin karşısındaki inşaatın yanından her gün geçmek zorundayım. Bazen şık giyindiğim zamanlar buradan geçmeye utanıyorum çünkü işçilerin üstü başı toz içinde. Kendimi kötü hissediyorum. Arada bir inşaat sahipleri son model Mercedes ya da BMW otomobilleriyle inşaatı kontrol etmeye gelirler ki bu inşaatın sahibinin arabası BMW olmalı çünkü bu arabayı sık sık inşaatın önünde görüyordum ve bir gün ben gene yolda giderken bu araba yanımda durmuştu. Neden yanımda durduğunu bilemiyorum hava atmak için mi laf atmak için mi tanışmak için mi? Böyle arabaları ve içindekileri nedense hiç hazzetmezdim. O sinirle o adamı orada dövebilirdim. Bu arabanın sahibiyle konuşacağıma inşaat işçileriyle konuşmayı yeğlerdim. İçimden pezevenke bak nasıl da parasına güveniyor, diye geçirdim.
En çok da bu adaletsizliğe üzülüyordum şimdi en çok parayı bütün gün canları çıkana kadar çalışan işçiler değil de bu pezevenk kazanacaktı. Hay canına yandığımın dünyası. Bu adaletsizlikten fena halde payıma düşeni almıştım. Bu yüzden öfkeliydim, yorgundum ben de onlar kadar yoksuldum.

3 yorum:

Eleştirel Günlük dedi ki...

Birinin derdini, sevincini, umudunu, umtsuzugunu ifade ettigi dili birileri nasil yasaklamayi yureklerine sindirir sahi? Bir de yazinizi okurken icimden gecti: 'guzel ve duyarli bir insan olmak bu iste". Umutsuz olmamak icin gerekce oluyorsunuz. Sagolun...

Adsız dedi ki...

Ne iyi anlatmissin o ilk isiklariyla sokaga bakmalari, sigara icmeleri..

Adsız dedi ki...

Actually like your web sites details! Undoubtedly a beautiful provide of knowledge that's extraordinarily helpful. Keep it up to carry publishing and i’m gonna proceed reading by way of! Cheers.