26 Ağustos 2011 Cuma

Plasebo Etkisi

Yoksa sen benim kafamda yarattığım bir şey miydin, her gün içimde beslediğim, büyüttüğüm...İnsan zihninde her şey mümkündür.
Sen hiç olmadın da ben bir hayale mi kapıldım, bir yalan mıydın? Tüm hayatımı bir yalan kurgu üstüne mi kurmuşum ben? Kendi kendimi aldatmışım, aldanmışım.
Sen yoktun da ben kimi sevdim? Nasıl izin verdim beynimin çatlaklarından içeri sızmana, anlayamıyorum.
Yollar seni bana çıkarsın diye sürekli seyahat halindeyim, fazla basit, fazla sıradan bir kahvede ya da caddede güneş doğarken, batarken, tam tepemizdeyken farketmez belki el ele yürümenin hayalini kurmuştum. Çok şey değil.

Seni bulmak için çıktığım yolculukta kendi mi de kaybettim.
Çok sevdiğim için mi onu düşünüyorum yoksa çok düşündüğüm için mi onu seviyorum, bilemedim ama ikisi de aynı kapıya çıkıyor ve her seferinde kapılar yüzüme kapanıyor.
Sana hikaye yazmaktan başka bir şey gelmiyor elimden ve yazdığım hikayeler seni bana getirmiyor. Yazmak yaşamak kadar zor.

Bir hayale aldanmak delilikse, ben deliyim evet.
Ben seni hayallerimin içinde belki de ulaşılmaz bir yere koymuşken; kim bilir sen hayallerinin içine hangi yabancı kadını alıyordun, beni kimlerle aldatıyordun?
Belki biraz kurnaz olmak gerekiyor bu hayatta bunca sahteliğin içinde oyunu kuralına göre oynamak gerekiyor. Hayatı biraz tanımak, alışmak, karışmak gerekiyor. Ben bunları pek yapamadım. Zihnimde bile sana yaklaşamadım.
Bana ait olmadığını bildiğim bir yabancı düşünceydin aslına bakarsan.
Beynimde sürekli ateş eden bir mitralyöz gibisin.
Bir tek yaşamım var benim. Onu boş bir hayal uğruna harcadığımı kabul etmek istemiyorum.
Sanki bütün sırlarım havada dolaşıyor. Herkes görüyor, biliyor, alay ediyor.
Neden hep ben kendimde eksik yönlerimi aradım, durmadan; iyi ve yetenekli yönlerimi nasıl keşfedebilirdim hal böyleyken?
Hayata karşı zayıf bir tutum sergiliyordum, güçlü olmam gerektiğini biliyorum. Doğanın kanunu buydu yalnızca güçlü olanlar ayakta kalabilir. Oysa ben kim bilir kaç kere düştüm. İnsan olabilmenin en dibe vurduğu noktayım. Düştüğüm yerden tekrar başlamayı, ayağa kalkmayı, dipten çıkmayı biraz zor olsa da öğrendim.
Kafamın içi trajik bir şekilde aynı kadına aşık olan iki yakın arkadaşın içine düştüğü çelişkiler ile doluydu. Ucuz kahramanlıklara, Don Kişotluğa hiç gerek yoktu. Dengemi korumak için hep mücadele ettim.

Bir hastaya kendini iyi hissettiren plasebo etkisi gibi bir şeydin sen düşüncede iyi gelen; gerçekte hiç olmayan.

Hiç yorum yok: