10 Ağustos 2011 Çarşamba

Kendimi Kaybetmek İçin Yazıyorum

Oğuzum Atay, evet haklısın tehlikeli bir oyun yaşamak. Ve ben hiçbir cümleye ait değilim artık çünkü yazarken öyle dağınık ki kafamın içindekiler bir bütün oluşturamıyorum istesem de yapamıyorum .
Nedir yaşamak? Beş bardak su içtim, iki dilim ekmek yedim, iki çay bardağından büyükçe bardakla çay içtim, bir tane sigara yaktım (tüm şehri yakmayı aklımdan geçirdim), uyudum uyandım, sokağa çıktım önce giyindim giyinmeden sokağa çıkamam ki henüz o kadar delirmedim ben. Ve benim çelişkili yanlarım... Yaşamak buysa yaşıyorum ben.

Her insan farklı bir yaşam demektir, her insan hayatta farklı izler bırakır. Benim bıraktığım iz kahve içerken fincanın kenarına bulaştırdığım ruj lekesi kadar önemsiz!

Akşam olduğunu unuttuğumuzda : "Akşam oldu haydi eve gel" diyerek bir anne gibi arkamızdan bağıracak tek bir kişiye ihtiyacımız var; kendini unuttuğunda seni sana hatırlatacak birine ...

Geriye yazmak kalıyor unutmak için sırf.

Kendimi kayberdersem ancak unutabilirim.

1 yorum:

Avram dedi ki...

Kendini kaybetmek için yazarken aynı anda var da edersin. Kaybolmak isterken bulursun, kaybolduğun yerde.
"Yazmak, var olmaktır."
Kaybolurken varolmak nasıl olur diye soracak olanlara: Masanıza biraz kağıt ve kalem koyun. Deneyin. O zaman anlayacaksınız.