29 Temmuz 2011 Cuma

Beynimin Çatlaklarından Sızan Düşünceler




Haklı çıkmak istiyordum. Kendimi haklı çıkaracak bir düşünceye fena halde ihtiyacım vardı.Tabii burada yaşanmış bazı olayları yazmak gerekecek. Ama geçmişi anmanın yeniden deşmenin kimseye faydası olmaz. Sadece yeni bir düşünce şekli geliştirmem gerekiyordu. Bunu yapamıyordum. Çünkü bazı duygularımdan korkuyordum. Bu esiri olduğum duygulardı. Mükemmel bir köleydim. Bu açıdan bakınca hiç bir zaman özgür olamayacağımı biliyordum. Bunu bilerek yaşamak korkunç bir şeydi. Bu duygularımın altında eziliyordum. (Bunları yazarken bir ergen gibi davrandığımın farkındayım. Çünkü bu tarz duygu yoğunlukları ancak ilk gençlik yıllarında yaşanır. ) İnsan büyüse bile kendisiyle savaşı bitmiyor.


Dünyayı kurtarmaktan zaten vazgeçmiştim, ülkemi kurtarmayı bırakın kendimi kuratabilsem yeter bana.


Yabancı bir şehre giden yolcu tedirginliği vardı üstümde. Bazı duygulardan kendimi kurtarmam gerekiyordu. Burada okuyucunun kafasını karıştırmamak için hayatımda bir kaç kırılma noktasının üstümdeki izlerinden bahsetmeliyim. Aslında çok önemli olaylar değildi, bilinçaltım olmasaydı, psikoloji keşfedilmeseydi; inanın öyle basit ve önemsiz şeylerdi ki...buraları sevdim, diplerde gezmek dolanmak hiç de fena değildi. Ama insan burada her şeye inanıyor çünkü çok fazla kalınmaz yeraltında, bir gün insanlar arasına karışmak istersin eski günlerini özlersin o zaman yalanlara bile inanmaya hazırsındır.


Beni üzen bir olay karşısında, benim üzülmem dünyaya vız geliyordu. Bir takım korkularım vardı. Sonra düşündüm benim korkularım kimin umurunda. Sen kimsin, kendini ne sanıyorsun ki bu kadar değer veriyorsun duygularına? Bunu artık kendime sormam gerekiyordu. Bir gerizekalı gibi davranmayı bırakmalıyım mantıklı düşünmeliyim.


Bazı hatıralar sivrisinek gibidir siz onu asla istemezsiniz ama olmadık bir zamanda sizi bulur etrafınızda döner sizi deli eder. İşte bazı şeylerden kurtulamıyorsun. Ama geçmişi çok fazla düşünmek budalalık etmekten başka bir şey değildir.




Koskocaman bir hiçlik duygusunu bastırmıyor bildiğim her şey, içimdeki dalgalar kıyıya vuruyor ve düşünceler beynimin çatlaklarından dışarıya sızıyor.

1 yorum:

Strix dedi ki...

Haklı çıkmak, kimin karşısında? Kendisi ile içtenlikle hesaplaşıp, sonunda haklı çıkabilmişse kişi öz varlığı karşısında, tüm dünya karşısında haklıdır kanımca. Sadece var olması yeter üstelik.
Haklısın, kimsenin umrunda değil. Olmalı mı? Öncelikle kendimiz sahip çıkmalıyız duygularımıza, ihtiyaçlarımıza, korkularımıza, zayıf ve güçlü yanlarımıza. Biz saygı duyup sevmiyorsak olduğumuz hali, bunu başkalarından beklemek boşuna değil mi?
Ben ne sanıcam kendimi; benden başka, benim hissettiklerim, düşüncelerimden başka bi gerçeklik var mı hayatta? Tüm evren, benim algıladığım, bana göründüğü kadar değil mi?
Ben barışıksam kendimle, diğerleri ve onların varlığıma olan beğeni,sevgi ve saygıları nedir benim için? Bahçemdeki değerli, benzersiz, her halleriyle güzel çiçeklerdir; daha öte değil ama..
Bazı anılar, bana rağmen kopup geliyor geçmişten ve rahatsız ediyorsa, tamamlanmamış, hesaplaşılamamış bi şeyler vardır içimde diye düşünürüm. Geçmiş, geçmiştir işte, sadece dönüp bakarız o zamanki halimize. Geçmişimin en güzel anlarına bile dönmek istemem. Bugündür yaşadığım zaman, bugünde varım..

Not: Çağrışımlar üzerine yazdım uzuuun uzun, paylaşmak istedim. Belki kendime yazdım aynı zamanda,notlarıma da eklemek istediğime bakılırsa.. Yanlış çıkarımlar üzerine yazmış, haddimi aşmış ya da özel alanında
gereksiz yer işgal etmiş olabilirim. Özrümü kabul et lütfen..