
Dünyaya gelmiş hemen her insanın bir takım problemleri vardır. Önemli olan bu problemlere bakış açımız; sanırım bir çoğumuzun problemleri de birbirine benzer.
Tükenmişlik duygusu, anlaşılmamak, kısıtlanmak(bilhassa toplum baskısı), gelecek kaygısı, sevildiğini hissedememek, boşluğa düşmek, ilgisizlik.
Etrafımızda mutlaka güzel kadınlar yakışıklı erkekler vardır en azından sokakta rastlarız kimi zaman davetkar sözler ve bakışlarla karşılaşırız ama isteriz ki aşk ve seks bir arada olsun. Burada hormonlarımızdan bahsetmiyorum bile. Onlar yani hormonlarımız olmasaydı dünya daha kolay ya da anlaşılır olabilirdi tersi de mümkün. Düşünün insan olmanın zorluğunu bence hiç kolay değil.
Bazen de insan hiç istemediği halde kötü kararlar alabilir hayatıyla ilgili ve bu çoğunlukla genç yaşlarında olur. Hayatımın ilk gençlik yıllarında değilim, gençliğimin ortasındayım. Hiçbir kararımdan pişmanlık duymadım. Keşkelerim oldu. Kesin konuşmak istemem evet pişmanlıklarım da oldu hem de bir değil birden çok. Keşke hayatıma girmesine izin vermeseydim dediğim arkadaşlarım oldu. Keşke başka bir meslek seçseydim dediğim oldu bunu hangimiz söylemedik ki sanki.
Bazen yenildiğimizi, çaresiz kaldığımızı hissederiz ama yaşam devam eder. Bu yüzdendir hemen her şeye anlam katma çabalarımız. Çünkü bir anlamı olmalı yaşantımızın. Bazı şeyler ayrılıklar, birliktelikler, evlilikler, boşanmalar; yaşanması gerekiyordur. Yaşanması gerektiği içindir. O yüzden artık yaşadığım her ne olursa benimdir benim olduğu için özeldir. Ne gerek fazladan anlam yüklemelere? Size acı bile verse önemli değil, demeyi deneyin. "Önemli değil" demek bile ne kadar iyi geliyor bünyeye. Aslında öyle değildir; önemlidir belki her şeyden önemli ama biraz da boşvermek gerekmez mi gelmişine geçmişine.
4 yorum:
Carpe diem Lijepa, carpe diem!
Hayat seni güldürmüyorsa, espriyi anlamadın demektir ...ÇEHOV
Çehov abim ne güzel söylemiş:))
Aaaa harikaymis. Hic duymamistim. Sagol.
herkes kendi ateşini başkasının cehenneminde sınar
Yorum Gönder