19 Ekim 2010 Salı

İtaat


İsyan eden kadınları sevmezsin sen aslında.
Biraz uyumlu, naif olmalı kadın dediğin.
Belki bir anne şefkatini yakalayabilmek idi tüm istediğin, huzurlu sorunsuz bir kucak kim bilir sımsıcak bir yuva belki de...
Böyle küçük isteklerimiz vardı ikimizin de...
En büyük savaşımız iyi insan olarak kalabilmekti güçlülerin kazandığı bir dünyada.
Basit insanlar olduk sevgilim sen ve ben.
Ve ben sen de basit görünen o asilliği sevdim kimselerde bulamadığım, az ve öz konuşmanı sevdim, mutsuz olduğum zamanlarda beni güldürmeni belki de...
İsyan eden kadınları sevmezsin sen aslında .
Hayata tüm kötülüklerine rağmen gülümseyebilen biraz güçlü duran kadınları seversin.
Belki niye sevdiğimizi açıklayamayız kendimize ama hayat seçimlerden ibaret , neden birbirimizi seçtiğimizi anlayabiliriz bir araya gelince.
İkimizden birisi uzaklara gidince birbirini deli gibi özleyen biz, bir araya gelince muhteşem geçecek dakikaları piç eden gene biz idik.
Birbirine tamamen zıt karakterlerimize rağmen biz birlikte yaşamayı seçtik.
Aşk dediğimiz duygunun yerini ekmek kavgamız aldığı günden beri elele tutuşmayı birbirimizden güç almayı sevdik; sen ve ben ikimiz...

Hiç yorum yok: