26 Aralık 2011 Pazartesi

Ucuz Parfüm Kokusu

Kendimi kimi zaman ucuz hissettiğimi inkar edemem. Ucuz parfüm kokusu gibi; fazla para vermemiş olmanın rahatlığı ama kokunun verdiği rahatsızlıkla birleşir. Kimi zaman kayıp bir çocuğun tedirginliğini yaşıyorum. Bugün de öyle günlerimden bir tanesini yaşıyorum. Bazen olur.

Belki bizi yanlış yönlendirdiler. Yanlış meslekleri seçtirdiler, yanlış insanlarla arkadaş olduk, yanlış şehirlerde yaşadık. Bu işte bir yanlışlık vardı, çözemedik. Ben şikayet etmem bu işe.

Kendimizi anlatmaya çalışırken, kendimizi tanıtmak isterken yanlış kelimeleri seçmiş olmamız da mümkün. Zaten ben kelimelerin altında ezilmişimdir her zaman. Oysa bazı kelimeleri bile hak etmedik.
İnsanlar birbirlerini suçlamaya bayılırlar. Bunu öğrendiğim günden bu yana hakkımda bir suçlama duyduğumda duymamazlıktan geliyorum, suçlayanı görmemezlikten geliyorum zaten ben yaşamamazlıktan geliyorum. Yaşamak bu değil, dünyaya birbirimizi suçlamak için gelmedik.

Valla bu saatten sonra dünya başıma yıkılsa kılımı kıpırdatmam canım insanlar.
Belki bir mektup yazarım, göndermem.
Yılbaşı akşamı televizyon izlerim, dışarıya çıkmam. Belki yeni yıla da girmem.
Bitiremediğim kitapları okurum ama bitmesine izin vermem.
Mükemmelliyetçi birini severim ama mükemmel olmam.
Yıkanmamış çamaşırları yıkarım, kurumadığından şikayet etmem.
Yarın ne pişireceğime karar veririm, belki pişirmem.
Beni sevsinler isterim ama kendimi sevdirmem.

1 yorum:

BANU dedi ki...

Bu sabah çok erken bir saatte, yeni taşınan üst komşum çocuğuna olanca sesiyle bağırarak "Bunu nasıl yaparsın, suçlusun, seni affetmiyorum, sen ne kötü çocuk oldun, bıktım senden" diyordu. Uykumu böldüğüne aldırmadan derin derin düşündüm. Çocuk tahminen beş yaşlarında. En fazla ne yapmış olabilirdi ki böylesine ağır sözlerle karşılaşsın? Sonra, kendime geldim ve kısa süreli düşünmek zorunda kaldım. Sanırım en büyük suçu, böyle bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş olmaktı. Keşke bütün insanlık olarak, şu suçlamacı tavrımızı terk edebilsek ve soruna çözüm aramak üzere kurgulasak beyinlerimizi. Sabahın o saatinde bile acı acı ironi yaptıran yeni komşuma selamlar, size de tebrikler bu güzel yazı için.