11 Şubat 2011 Cuma

Ne İçin Bekliyorum


Tam on yıl bekledim. O'nun dudaklarından dökülecek iki kelime için.
Beni on yıl bekleten duygunun adını tam olarak koyamadım bir türlü; biz ona tutku diyelim. Bazı şeyleri aklımızla anlayamayız.
On gün değil, on ay değil, on yıl beklemek delilikse evet deliydim.
Beklemeyi sevdim belki de...
Oysa O bana tam on yıl yağmurları anlattı bense yağmurları yağdırsın istiyordum beni hiç anlamadı.
Başkaları gibi olsaydım, hayatında birden fazla erkeğe aşık olabilen kadınlar gibi olabilseydim mesela. Keşke kendim olmasaydım bir başka kadın olurdum; hiç beklemezdim çeker giderdim.
On yıl hatta bir ömür aynı adama aşık olan kadınlar kategorisine giriyordum. Modern zamanlara aykırıydım. Kocası ya da oğlu askerdeyken sabırla bekleyen anneannelerimiz, babaannelerimiz gibi ben de sabırla bekliyordum.
Aşıktım ve O'nunda bana aşık olmasını istiyordum. Çünkü en çok aşıkken ihtiyaç duyarız eşitliğe.
Duygularımız eşit olsun istiyordum. Dengede olursa birbirimize duyduğumuz sevgi, terazinin eşit olması gibi mesela; ancak o zaman hayatıma normal insanlar gibi devam edebilirdim.

İşte O'nu tanıdıktan tam on sene sonra herhangi bir ayın herhangi bir günü günün herhangi bir saati hiç beklemediğim bir zamanda, artık ben vazgeçmek üzereyken çünkü vazgeçmek özgürlüktür; karşımda herzamankinden çok farklı, genelde umursamaz davranırdı bu sefer biraz kaygılı, belki vazgeçmek üzere olduğumu anladı bilemiyorum, yalnız kendinden emin karşımda, gözlerini güldüğü zamanlardaki gibi kısıp bakarak yıllardır duymayı beklediğim o iki kelime dudaklarından dökülüyor.
Sevinçten ağlayabilirim ama ağlamıyorum onu öyle iyi tanıyorum ki ota boka ağlanmasından hoşlanmaz ama bilmez ki ben on yıldır bugünü bekliyorum. Sokağa çıkıp herkese sarılasım var.
İlk önce hazır karşımdayken O'nun boynuna sarılıyorum.
Bir kadın için dünyanın en güzel saati şu an olmalı, dünyanın en mutlu kadınıyım diye düşünüyorum.

Bu kadar önemli miydi "Sana aşığım" cümlesi.
Söylemeseydi bir on yıl daha bekler miydim? Bilmiyorum.
Bir on yıl bekleyerek gençliğimi harcamışken, ömrümün kalan yarısını gene onun için harcar mıydım?
Şimdi değil de on yıl önce duysaydım o kelimeleri şimdi ki kadar kıymetli olmazdı benim için.
Bu yüzden hiç bir şey boşuna değil.
Giden gençlik olsa bile.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

ne güzel anlatmışsın, yüreğine sağlık..