18 Kasım 2011 Cuma

Hayat Bazen

Hayallerim ve korkularım var. Hayallerimi gerçekleştirmek için korkularımın üstesinden gelmeliyim. Korkularımın üstesinden gelmek için cesarete ihtiyacım var.
Hayat her defasında kısa olduğunu hatırlatıyorken sürekli ertelediğim düşlerim var.
Yaşamak neden bu kadar zor?
Can yakar gibi...
Hani sevmesi kısa, unutması uzun sürer ya. İşte öyle hayat tezatlarla dolu ve sanırım tezatlarıyla anlam buluyor.
İnsan anladığı kadar hayatın içinde var oluyor.
Yeryüzünün çeşitli yerlerine düşmüş biz mutsuz insanlar çok genç yaşımızda vazgeçtik, çok genç yaşımızda karşılaştık hayatın zorluklarıyla ve genç yaşımızda yalnız kaldık.
Şehir büyüdükçe küçülüyor aşklarımız; bedenler büyüdükçe küçülüyor düşlerimiz.
Ve bir gün düşerse diye düşlerimizin içine koyamadığımız sevdalarımız var.
Koruyamadığımız saklayamadığımız erken kaybettiğimiz sevdalarımız...
Ben artık katlanmak değil, yaşamak istiyorum...
Mutluluk bazen bir bakış, bir gülüş, bir sözcükmüş meğer.
Hayat bizim için kurulmuş bir tiyatro sahnesi gibi. Bu oyunun neresindeyim? Bilemiyorum.
Belki tüm bu hissettiklerim zihnimin bana bir oyunu. Belki yaşam bir kuşun uçması kadar kolay ama kuşun kanadını kırıyorlar da kimsenin haberi olmuyor hayret!
Hayallerimi erteliyorum düşmesinler diye; koynumda saklıyorum üşümesinler diye.


Hiç yorum yok: