27 Ağustos 2010 Cuma

İçimdeki Suçlu Çocuk

İçimde bir suçluluk duygusu var beni yalnız bırakmayan, küçüklükten kalma.
Küçücük bir kız çocuğu olduğum zamanlar; ödevimi zamanında bitirmedim mi?
Odamı toplamadım mı?
Ev işlerinde anneme yardım etmedim mi?
Arkadaşlarımın kalbini mi kırdım? yoksa mızıkçılık mı yapmışım?
Öğretmenime ne derim?
Anneme nasıl hesap veririm?
İçimde bir suçluluk duygusu peşimi bırakmayan her an peşimde!
İyi bir anne olabildim mi kızıma?
İyi bir eş miyim acaba?
İyi bir evlat olabildim mi anneme ve babama?
Vatandaşlık görevlerimi yerine layıkıyla getiriyor muyum devlet babaya?
İçimdeki suçlu çocuk hiç susmuyor hep soruyor.

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Değişen Hüzün


Eşim "değiştin sen" diyor ısrarla.
Haksız değil elbet haklılık payı var.
Peki hangimiz değişmedi ki bu kadar dinamik bir yapıda popüler kültür altında değişimden uzak durmak mümkün mü?
Eşimle tanıştığımda ben onsekiz yaşımda anadolunun küçük bir kasabasından İstanbul gibi büyük bir şehre gelmiş biraz şaşkın biraz içi kıpır kıpır, henüz dallarımdan yapraklarımın dökülmediği umutlarımın sonsuz olduğu zamanlardı.İnanılmaz bir enerjim vardı şimdiye göre çok hareketliydim yorulmak nedir bilmezdim.
Eşim o yıllarda üniversite son sınıfta okuyordu.Benden tam üç yaş büyüktü.Ona hayrandım.Benim için o ne derse doğruydu.Ona asla baş kaldırmazdım küçük bir kızın babasının sözünden çıkmadığı gibi ...
Bizim ilişkimiz herkesten çok farklıydı.Üçüncü şahıslar asla aramıza girmezdi biraz dışarıya kapalı bir ilişki idi.İyi ki öyleydi şimdi düşünüyorum; dışdünya yapıcı değil bozucu, yıkıcı...
Belki bu yüzden sonu evlilik ile bitti. Bilemiyorum bazen kısmet diyorum.
Eşim ısrarla "Sen değiştin." dediğinde güldüm ona kızmadım.Çünkü artık otuz yaşındayım, anneyim, umutlarımın yarısını tükettim daha karamsarım belki eski isteklerimden daha farklı olarak isteklerimiz,ihtiyaçlarrımız değişti.
Hangimiz hangimiz değişmedi ki...